KARADENIZE BIR DENİZ DAHA

180 10 0
                                    

Omzumu kapıya yaslamış arka bahçeden tek tek çıkan arabalara bakıyordum. Bir de arabaları gormiyim diye arkaya koymuşlardı ya. Şapşal adamım benim.

Gece eylenceli ve bol kahkahali geçmişti şimdi de herkez tek tek gitmiş Borayla  ben kulübede kalmıştık.

Kapıya yaslanmis boş ormana bakarken belime dolanan kollar ve şalimin üzerinden de olsa boynuma gömülen bir yüzle kendime geldim. Geri çekilip kapıyı kapatacaktım ama belimdeki kollar bunu fazlasıyla zorlaştırıyordu.

"Saçlarını açar misin?"
Salonun ortasında karşıma dikilmiş bu cümleyi kurunca biraz garipsesem de başımdaki şalı çıkardım, saçlarımı da özgür bıraktım.

Bora masanın üzerindeki bilgisayara ilerleyip bir şeyler yaptıktan sonra slonu bilindik bir melodi doldurdu.

Ünal SOFUOĞLU'nun Yüreğin Yüreğimde şarkısı çalmaya başlayınca ne yapacağını anladım.

Karşıma geldi ellerini belime yerleştirdi. Aramızda hiç boşluk kalmayacak şekilde birbirimize sarılarak sallanmaya başladik. Saçlarımda hissettiğim baskı ve derin nefes sesi şu anda huzurun ta kendisiydi. Her şeyi unutmuş sanki hayatımız bu kulübemden ibaretmiş gibi tadını çıkara çıkara dans ediyorduk,  Yavaş yavaş. Ben bu adama çok pis tutulmuştum. Bunu bir kez daha anladım. Ben de onun gibi başımı göğsüne yaslayip tek vücut olduğumuzu dile getirmek istedim.

"Seni çok seviyorum."

Dudaklarımdan dökülen cümlelerle ben de şaşırırken Bora nin da şaşırdığını duran bedeninden anladım. Kollarını benden ayırmadan yüzünü hafif geri çekti. Yüzüne bakmak için başımı geriye attım  çünkü aramızdaki boy farkı fazlaydı ve o da zaten başını aşağı doğru eğmişti. Allahtan çok sık dans etmiyorduk yoksa fıtık olucak..

Içimden kendi kendime konuşurken iş sesimi bile susturan seyi yaptı. Dudaklarima yapıştı. Çok nazikti, incitmekten korkar gibi.  Kışa süre sonra anlını anlıma dayayıp benim cümlelerimin devamını getirdi.

"Seni seviyorum asi kadın.
Kendimden taviz vericek kadar,
Herkezi arkada birakicak kadar,
Sensiz yaşamaktan korkucak kadar,
Seni o kadar çok seviyorum ki ,
Seni sadece kendime saklamak istiyorum."

Bundan sonra beni içine sokmak istermiş gibi sıkı sıkı sarıldı.

"Yanlız beni gerçekten başkasına göstermemekte kararlisin  galiba. Kemiklerim birbirine girdi ya."

Yüzüm onun göğsüne sıkışmış olmasını verdiği boğuk sesimle konuşunca kollarını gevşetip gözlerime baktı.

Eli yanağıma  değdiğinde hafifçe parmaklarını oynattı.

"Sen, kalbimin ortasına dikilen çiçek. Bir virüs gibi  kalbimin her köşesini çiçek bahçesine çevirdin, her zerrem seninle doldu."

Sözleriyle utanıp başımı yere eymistim ama çenemi kavrayan o nazik parmakları buna musade etmeyip gözlerimi gözlerine kilitlememi  sağladı.

"Doğanın bile kıskanacağı  renkteki gözlerine sahip kadın, mahrum mu bırakıyorsun beni onlardan?"

Boraya ne olmuştu bilmiyorum ama bu gidiş benim düzensiz inen göğsüme ve yakınlığından dolayı alamadığım nefesime hiç iyi gelmemişti.

Ben lâl olmuş dikkatle ona bakarken yukarı kıvrılan dudaklarına indi bakışlarım. Dudaklarını şah damarımda hissettiğimde sanki patlicak dereceye gelmiş gibi atan damarımı hissetmemesi imkansızdı.

"Güzelin, nefes al."

Fısıltı şeklinde duyduğum sesle sanki bu emiri bekliyormuş gibi aldığım nefesi verdim. Sonrasında Boranın erkeksi kıkırtısını duydum. Beni parmağında oynatıyordu resmen ve ben hicbir şey yapamıyordum.

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin