79

131 9 0
                                    

"Beyler haydi. Gelin artık ne yapıyorsunuz içerde anlamıyorum ki?"

Bu bizim balayına gittiğimiz yat olduğu için nerde ne var biliyordum ve oturma gurubunun olduğu odaya girdiğimde bizimkilerin televizyonda pes attıklarını gördüm.

"Oha! Aşk olsun bensiz mi?"
Gidip hemen dördüncü kolu aldiğimda  anında oyuna girmiştim.

"Bora versene artık şu pası."
"Geliyor bak, sıkı tut."

Söylediği şeyle gülmeye başladım.

"Lan Farhan Arya'yi tut Arya'yı."
"Karıma dokunma kırarım ellerini Farhan."
"Yuh abi, oyunda lan oyunda."
"Haa. Tamam."

Can ile gülmekten yarılmış durumda gole  gitmeye çalışıyordum arkamda da sanırım Can vardı ve ikimiz de gülmekten ilerleyemiyorduk.

"Arya haydi çak şu kaleye."
"Geliyoo Ve yes be goool."

Anında Borayla  sarildigimizda Can ve Farhan da birbirleriyle tartışıyorlardı. Sonra bir şey oldu.

"Iki saattir siz bekliyoruz ya ne yapıyorsunuz siz burda?" Kapıdan sinirle giren bir adet Nevin ve bir adet de Zeynep girdi. Tabi karnındaki prenses de onunla beraber içeri girmiş oldu.

Bunlar niye sinirli diye düşünürken benim buraya geliş amacımı unuttuğumu fark ettim.

"Arya! Sana inanmıyorum ya. Biz seni bunları çağırmam için gönderiyoruz sen onlara katılıp oyun oynuyorsun."

Beylere baktığımda başlarını yere eymis yaramazlık yapan çocuklar gibi duruyorlardı. Ben de başımı suçlu gibi eydim ve kızların işaret ettiği tarafa gittim.

"Geçin. Biz masaya çağırıyoruz bunlar burda oyun oynuyor ya."

Ben Borayla önden suçlu edasıyla arkadan da Farhan ve Can en arkada ise Nevin ve Zeynep de cellatlarimizdi. Biraz Boraya yaklaşıp fisildadim.

"Biz çok kötü bir şey mi yaptık?"
"Kızlar işte her şeyi büyütürler."
"Aynen."
Ilk başta kafa sallayıp onayladım ama hem onun hem benim dalgınlığıma gelmişti ve ben sonradan ne dediğini anladım.

"Ne dedin sen!?"
Kısılmış gözlerimle ona bakarken o da söylediğini yeni fark etmişti ve talaşla konuşmaya başladı.

"Sen hariç. Sözüm senden dışarı. Sen çok farklısın sen bambaşka bir seysin..."
"Sus. Şimdi değil bunun hesabını daha sonra alicam."
"Hay anasını ya."

Az önce kurduğumuz masaya geldiğimizde hepimiz oturmuştuk. Tabi bizimkiler yalakaliga başlamıştı bile.

"Aşkım ne güzel şeyler hazırlamışsın."
"Sus Farhan."

"Vaayy, bu gün her şey bu kadar güzel olmak zorunda mi. Ilk nişan sonra bu güzel kahvaltı. Teşekkürler hayatım. "
"Can denize atarım seni şimdi."

Ikisinin de iltifatları askıda kalınca ikisinin bakışları da Boraya döndü.

"Hayatım öncelikle kahvaltı için teşekkür ederim sonra pesdeki gölün için teşekkür ederim ve benimle bu kısmi cezayı cektigin için de teşekkür ederim."

"Rica ederim canim benim."

O önündeki böreği ben de catalima taktigim zeytini yerken karşımızda bize şaşkın bakan çiftlere gözlerim kaydı.

"Ne?"
"Sanırım ruh ikizinle evlenmek tam olarak böyle bir şey."

Can konuştuktan sonra Bora  şakağımdan öpüp geri çekildi.
"Çünkü o benim karım."

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin