ARYA

51. BÖLÜM

Selin'den

Uyandığımda odamızda olduğumu görmek beni biraz şaşırtıyor.Buraya nasıl ve ne ara geldiğim hakkında en ufak bir fikrim yok çünkü.

En son hatırladığım kadarıyla Arıza'yla konakta sohbet ediyorduk.Sonra telefonu çaldı ve arayan kişiyi cevaplamak üzere salonda yalnız bıraktı beni.

Demek yine salondaki koltukta derin bir uykuya daldım.Bu son zamanlarda çok sık olan bir durum.Şimdiyse odamızdayım.Öyle görünüyor ki Ali ,Haluk abiyle çıktığı yemek sonrası konağa döndüğünde beni kucağına aldı ve arabaya taşıdı büyük bir özenle.Sonra da evimize geldik.Artık nasıl derin bir uykuya dalmışsam,ne araba yolculuğunu ne de odamıza gelişimizi hatırlamıyorum.

Komidinin üzerindeki dijital saate göz atıp akşam 8 olduğunu görünce şaşkınlığım daha da artıyor.Neden mi?Çünkü neredeyse 3 saattir deliksiz uyumuşum demek oluyor bu.

Aynı anda karnımdan gelen hafif gurultular gülümsememe neden oluyor.Nazlı ve Rana halayla uzun uzun konuşmaya dalıp,bir şeyler yemeyi unutunca şu an çok açım haliyle Hemen elimi karnıma koyup,

"Sen de acıktın değil mi miniğim?Şöyle kocaman kaşarlı bir sandviç olsa ne güzel olurdu."

diyerek prensesimle konuşmaya başlıyorum. Bu sırada karnımda minik bir kıpırdanma hissediyorum.Sanki bu hareketiyle onaylıyor beni minik prenses.Hemen,

"Anlaştık annecim.Hadi gel hem kendimize bir kaşarlı sandviç hazırlayalım hem de babamız ne yapıyormuş bakalım,olur mu?"

deyip odadan çıkarak salona gitmek üzere merdivenlere ilerliyorum.

Salona geldiğimde kimseyi göremeyince

"Nerede acaba?"

diye düşünerek mutfağa doğru yoluma devam ediyorum.Çok geçmeden mutfak tezgahında bir şeyler hazırlamakla meşgul olan Aliş giriyor görüş alanıma.Üzerinde beyaz yarım kollu bisiklet yaka t-shirt ve haki yeşil kaprisiyle öyle tatlı görünüyor ki!

Bu görüntüye daha fazla dayanamayıp yanına ilerliyorum hemen.Yaptığı işe çok daldığı için yanına geldiğimi fark etmiyor bile.Arkadan beline sarılarak başımı sırtına yaslamamla önce biraz irkilse de,sonra

"Uyanmış mı benim güzel prenseslerim?"

diyerek gülümsüyor.

"Hemen de anladın ama yaaa!"

diye karşılık verdiğimde

"Anlarım ben kızımmm!Ali Mertoğlu'yum sonuçta."

diyor gülümsemesi daha da büyüyerek muzip bir ifadeyle.

"Nasıl oluyor da hemen anlıyorsun?Hadi şimdi evde sadece ikimiz varız.Ama yalnız olmasak da benim geldiğimi hemen anlıyorsun.Gerçekten bunun bir sırrı var mı?"

diye soruyorum bu kez.Tıpkı onun gibi kocaman gülümseyerek.

"Senin o kendine has,hiç kimsede olmayan kokun var ya güzelim işte onun sayesinde seni ortamda yüzlerce kişi de olsa hissederim ben."

diyor önce sorularıma cevap olarak.Sonra da

"ve şimdi de o çok özel kokudan bir tane daha olacak.Ben öyle şanslıyım ki bebeğim."

diyerek devam ediyor sözlerine.Bu sözler karşısında gözlerim mutluluktan dolu dolu oluyor yine ve

"Seni çok ama çok seviyorum Mavi'm!"