ARYA

65.BÖLÜM

Selin'den

Yemyeşil çimenler ve çimenlik alanı çevreleyen kocaman ağaçlarla kaplı harika bir bahçeden geçerek kapıdan giriyoruz.İlk karşılaştığımız şey ahşabın yoğun olarak kullanıldığı bir lobi olunca,yüzüme büyük bir gülümseme yerleşmesine engel olamıyorum.Mekânların döşenmesi sırasında ağacın kullanılmasını çok seviyorum çünkü. Aliş'e dönüp

"Çok teşekkür ederim bitanem,mekân seçimine bayıldımmmm!"

diyerek gülümsediğimde,

"Sözlerine bakılırsa sanırım burayı gerçekten sevdin güzelim."

diye karşılık veriyor bana.Sesinden rahatladığı belli.

"Böyle bir yeri kim sevmez ki Aliş?Baksana her yer ahşap ve ben ahşap mekânları çok severim,biliyorsun."

dediğim sırada resepsiyona ulaşıyoruz.Önce bana

"Bilmez miyim güzelim?Onun için burayı seçtim zaten ."

diyor neşeyle.Sonra da resepsiyondaki kıza dönerek

"Merhabalar!Biz Selin ve Ali Mertoğlu.2 gün için rezervasyonumuz vardı."

diye devam ediyor konuşmasına gülümseyerek.

Mavi'nin sözleri üzerine görevli kız hemen önündeki klavyede bir kaç tuşa dokunuyor ve

"Hoşgeldiniz Ali Bey,oda numaranız 112 efendim ve bu katta yer alıyor.Resepsiyondan düz devam edin,odaları gösteren okları görecekseniz."

deyip oda anahtarımızı uzatıyor Aliş'e.Teşekkür ederek odamıza doğru ilerliyoruz.Yürüyüş sırasında Ali bir an bile elimi bırakmıyor.

Otel çok büyük bir yer olmadığı için,kısa sürede odamıza ulaşıp içeri adımımızı atıyoruz.

Odanın kapısı koyu kahverengi ahşaptan.Duvarlardaysa kırmızı tonlarda ahşap tercih edilmiş.Giriş kapısının sol tarafında banyo olduğunu tahmin ettiğim,daha küçük yine koyu kahve ahşaptan bir kapı göze çarpıyor.

Yerler sütlü kahve tonunda bir halıyla kaplı.Geniş çift kişilik yatağın karşısındaki duvaraysa siyah bir led TV asılmış.Yatağın 2 tarafında birer küçük komidin bulunuyor.

Pencerelerde kullanılan krem zemin üzerine turuncu çiçekli pamuklu perdeler ortamı çok şirin bir hale getirmiş.Ben etrafı incelerken,Aliş banyoda elini,yüzünü yıkayıp odaya dönüyor.Bir yandan da

"Hadi güzelim,sen de bir rahatla,sonra otelin dinlenme alanında biraz oturur,belki bir şeyler içeriz."

diyor neşeyle.

"Ne güzel düşündün Mavi,odayı da çok sevdim bu arada."

diye karşılık verip soluğu banyoda alıyorum.İhtiyaçlarımı gidermem fazla zamanımı almıyor.Hemen odadan çıkıp Aliş'in sözünü ettiği oturma alanına ilerliyoruz.

Ali'den

Bahsettiğim yere geldiğimizde Selin'in

"Alişşşşş!Şu şöminenin güzelliğine bakkkk!İnsan bu ortamda ne güzel kitap okurrrrr!

diyen neşeli sesi sarıyor etrafı.

Gerçekten de geldiğimiz yer tuğla şöminesi,odamızdaki gibi krem zemin üzerine turuncu çiçekli perdeleri,biri krem rengi,biri kırmızı-beyaz ekose kumaşla kaplı 2 okuma koltuğu ve aralarında yer alan çam ağacından dikdörtgen sehpayla göze çok sevimli görünüyor.Sehpanın alt kısmı raf şeklinde ve farklı magazin ya da seyahat dergileriyle dolu.Arada bir kaç gazete de göze çarpıyor.