Selin'denSabah odamıza dolan güneş ışıkları yerine,yağmur sesiyle uyanıyorum bu kez.
Haftalar süren sıcağın ardından gelen yağmur,yüzümün gülümsemesine neden oluyor.Hem de dün geceki yemek macerasının ardından moralim pek de iyi olmamasına rağmen.
Doğrusunu isterseniz,Savaş'ın gergin olduğunu eve adım attığı ilk anda fark etmiştim.Ama kapıyı çarpıp çıkacağı da hiç aklıma gelmemişti.Anlaşılan o ki,Besim Bey konusunda inadını kırmak tahminimden çok daha zor olacak.Olsun,pes etmek yok!
Aklımdan bu düşünceler geçerken,komidinin üzerinde duran saate kayıyor gözüm.Henüz sabahın 6'sı.Ama ben neredeyse Nazlı'lar çıktıktan hemen sonra uyuya kaldığım için,kendimi çok dinlenmiş hissediyorum.
Başımı Mavi'nin tarafına çevirip sessizce onu izliyorum bir süre.Çok derin ve huzurlu bir uykunun koynunda.Saçlarının arasına elimi daldırıp,okşama isteğiyle doluyor içim.Ama tutuyorum kendimi.Çünkü bunu yaparsam uyanır,biliyorum.Öpmelere doyamadığım dolgun ve yumuşacık gül kurusu dudakları hafif bir gülümsemeyle yukarı doğru kıvrılmış.
"Kesin kızımızla oyun oynuyorsun düşünde,değil mi aşkım?"
diye mırıldanıyorum fısıldar gibi.Sonra da uyuyamayacağımı bildiğimden,duş almak üzere yataktan kalkıp banyoya ilerliyorum.
20-25 dakikanın ardından günlük işlerimi tamamlamış ve saçlarımı da at kuyruğu yapmış olarak odamıza geri döndüğümde Aliş halâ uykusuna devam ediyor.Dolabımın karşısına geçip,beli lastikli su yeşili bol kesim bir pantolon,uçuk sarı V yaka bir penye ve yine uçuk sarı babetlerimi çıkarıp giyiniyorum.Portakal çiçeği parfümümü de sıktığımda işim bitmiş oluyor.
Saat henüz kahvaltı için erken olduğundan,salona inmek yerine odadaki masada bulunan kâsenin içindeki tuzlu krakerlerden 1-2 tane atıştırarak tekli koltuğa geçiyorum.Bir yandan da,
"Ne yapalım istersin annecim?Uykumuz da yok."
diye minikle konuşuyorum.Hafif dokunuşlarla karnımı okşadığım sırada aklıma gelen fikirle yerimden kalkıp,tekrar masaya dönüyorum.Önüme defterimi ve kalemlerimi çekerek sandalyeye oturduğumda yüzümdeki gülümseme de büyüyor.Bakalım Maviş sürprizimi sevecek mi?
Ali'den
Yağmur sesi ve kulağıma dolan hafif mırıltılarla uyanıyorum.Saat sabah 7.30.
Selin'in tarafına döndüğümde boş bir yastık karşılıyor beni.Demek yine erken uyandı benim güzel karım.Dün akşam çok erken uyuduğu düşünülünce bu doğal aslında.Çok geçmeden odadaki küçük masaya oturmuş,çizim yapan görüntüsü giriyor görüş alanıma.Ama bu kez bir yandan çizim yaparken,bir yandan da ara sıra dönüp yatağımıza doğru bakıyor büyük bir dikkatle.
"Ne yapıyor acaba?"
diye düşünerek sessizce yanına ilerleyip yanağından öpmemle irkiliyor kısacık bir an.Sonra da
"Aaa!Uyandın mı aşkım?Dalmışım,hiç fark etmedim."
diyerek kocaman gülümsüyor.Bu gülüş,içimde baharlar açtırıyor.
"Farkındayım güzelim.Ne çiziyordun?"
diye sorduğum sırada,önündeki kâğıda kayıyor gözüm.
Bu kez bir desen,ya da çiçek bahçesi çizmemiş benim aşktan kadınım.İlk kez bir karakalem portre çizmiş.Konu mankeni olarak da beni seçmiş üstelik.Çizdiği portre o kadar bana benziyor ki,hayran oluyorum ona bir kez daha.1-2 saniye büyük bir keyif ve hayranlık dolu bakışlarla portreyi inceledikten sonra da,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARYA
FanfictionSelin ve Ali evleniyor...Kısa bir süre sonra da bebek haberi alıyor çiftimiz...Çiftimizin bebeklerini kucaklarına alacakları güne kadar yaşayacakları maceraları bebeklerinin dilinden okumaya hazır mısınız? Kapak tasarımı için @mavininalseli arkadaşı...