41.BÖLÜM

1.2K 120 252
                                    






Selin'den


Bugün Ali gibi hem yüreği,hem kendi güzel bir adam benim hayat arkadaşım ve bebeğimin de babası olduğu için ne kadar şanslı olduğumu bir kez daha fark ettim.

Neden derseniz,yıllar önce kendisi tarafından işe alınan Oğuz Bey'i hatalı davranarak şirketten kendi hesabına para aktardığı için işten çıkarmak zorunda kaldığında bile üzülüyor benim canım Mavi'm.

Oysa ,burada hatalı olan onun kendisine duyduğu güveni kötüye kullanan Oğuz Bey'di.Ali'nin bu yaşanan tatsız durum karşısında yapabileceği tek şey ise Oğuz Bey'i işten uzaklaştırmak olabilirdi.Ki Ali de böyle davranarak doğru olanı yaptı.

Böyle düşünmem sizi biraz şaşırtmış olabilir.Ama benim için birinin sizin ona duyduğunuz güveni sarsması hiç de kolay affedilecek bir şey değil.Hele ki iş yaşamında.Düşüncelerim size çok sert gözüktüyse bir de şöyle düşünün derim.Eğer Oğuz Bey tüm yaptıklarına rağmen işine devam etseydi,Ali hep kendini onu kontrol etmek zorunda hissedecek ve bu durum canım Mavim'in üzerinde bir baskı yaratacaktı.

Aklımdan bu düşünceler geçerken benim çok sevdiğim dondurmacıya gelmişiz bile farkında olmadan.

Hemen içeride kendimize cam kenarında güzel bir masa seçip oturuyoruz.

"Bu güzel havada neden içeride oturuyorsunuz Selin?Sen dış mekanları çok seversin oysa ki!"

dediğinizden şüphem yok.

Hava çok güzel haklısınız.Güneşin tadını doyasıya çıkarmak istediğim de doğru.Ama minik prens ya da prensesi de aklımdan çıkarmamalıyım.Onun dışarının sigara dumanıyla haşır neşir olmasını istemiyorum.Daha şimdiden o minicik beden etkilenmesin o zararlı dumandan.Haksız mıyım?

Masaya oturur oturmaz Aliş,

"Limonlu dondurma değil mi güzelim?"

diye soruyor.

"Evet canım 2 top limonlu dondurma.Ama bu kez bir top da çikolatalı dondurma istiyorum.Demek minik bugün farklı bir şey daha denemek istiyor "

diye cevaplıyorum sorusunu.

"Öyleyse damak zevki güzel olacak minik kızımızın.Tıpkı annesi gibi."

diyor gülümseyerek ve siparişleri vermek üzere tezgaha doğru ilerliyor.

Mavi'nin dondurmaları getirmesini beklerken,bizden 2 masa ileride yanında güzel bir kızla oturan genç bir adama takılıyor gözüm.

"Bu genç adam bana bir yerden tanıdık geliyor.Ama nereden?"

diye geçiriyorum aklımdan.Bir süre düşününce de lise 1.sınıftayken çok kısa bir zaman flört ettiğim Bora olduğunu anlıyorum.

Tam bu sırada Bora başını kaldırıp benim olduğum tarafa bakınca göz göze geliyoruz kaçınılmaz olarak.O bir anlık kısa sürede aklımdan geçen tek şey ,

"İnşallah beni hatırlamaz" oluyor.Ama onun,

"Selinnn! Sensin değil mi?Yıllar sonra yeniden karşılaşmak ne güzel."

diyen sesi maalesef beni tanıdığını gösteriyor.

Eğer sözlerine bir cevap vermezsem,yanıldığını düşünerek vazgeçeceğini umuyorum ve sessiz kalmaya devam ediyorum.Ama o kendinden emin olmalı ki ,bir kaç kez daha adımı seslenmeye devam ediyor.

Bu arada Ali elinde dondurma kaselerimizle masamıza gelip oturunca paniğim iyice artıyor tabi!

Nasıl artmasın? Şimdi Bora masamıza gelir ve eskileri anlatmaya başlarsa Mavi kıskanacak.Bundan zerre şüphe duymuyorum.

ARYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin