Batuhan: Emir, müsait misin?
(İletildi.)
(Emir çevrimiçi.)
(Emir yazıyor.)
Emir: Müsaidim Batu.
Batuhan: Biraz konuşabilir miyiz?
Emir: Elbette konuşabiliriz.
(Batuhan yazıyor.)
(Batuhan çevrimiçi.)
(Batuhan yazıyor.)
(Batuhan çevrimiçi.)
Emir: Batuhan, bir sorun mu var?
Batuhan: Yok sadece ben...
Batuhan: Bilmiyorum Emir.
Emir: Bilmiyor musun yoksa anlatmak mı istemiyorsun?
Batuhan: Anlatmak istiyorum ama nasıl anlatacağımı bilmiyorum.
Emir: İyi misin?
Batuhan: İyiyim demek istiyorum ama...
Emir: İyi değilsin.
Emir: Yanına gelmemi ister misin?
Emir: Neredesin?
Batuhan: Hayır, yanıma gelme. Ben sadece seninle konuşmak istiyorum. Seninle konuşmak bana iyi geliyor.
Emir: İstersen seni arayabilirim?
Batuhan: Yapar mısın bunu gerçekten?
Emir: Elbette yaparım Batuhan saçmalama.
Emir: Müsait misin? Arayayım mı?
Batuhan: Ben ararım seni ama şey...
Emir: Ne oldu?
Batuhan: Şey ben konuşmasam olur mu?
Emir: Sesini duymamı mı istemiyorsun?
Batuhan: Yok, ondan değil. Şu an odada yalnız değilim ve oda arkadaşımın homofobik olup olmadığını bilmiyorum. Bu yüzden seni kulaklıkla dinleyeceğim ama konuşamam.
Emir: Anladım sorun değil. Ben konuşurum sen bana mesajla cevap verirsin.
Batuhan: Akın odada mı seninle? Rahat edebilecek misin?
Emir: Akın arkadaşının yanına gitti. Yalnızım yani.
Batuhan: Arıyorum seni.
Emir: Tamam.
Derin bir nefes alırken bakışlarımı elimdeki telefondan ayırmadığımda Batuhan beni çok bekletmemişti. Aramayı cevaplayıp telefonu hoparlöre aldığımda kalp atışlarım hızlanmış ve avuçlarım terlemeye başlamıştı ama kendimi sakinleştirmeye çalıştım.
"Batu? Sesim iyi geliyor mu?"
Batuhan: Evet. Sesin çok iyi geliyor.
İçten içe yazdığı şeyin altında basit bir anlam yatmadığını hissederken derin bir nefes alarak elimden geldiğince onu neşelendirmeye çalıştım.
"Ee şey ne yapmak istersin?"
Batuhan: Bana bir şeyler anlatır mısın?
"Hım... Ne gibi?"
Batuhan: Bilmiyorum. Herhangi bir şey... Sadece senin sesinden bir şeyler dinlemek istiyorum.
Bir süre ona ne anlatabileceğimi düşünerek bakışlarımı odanın içinde dolaştırdığımda görüş açıma giren gitarımla kaşlarım havalandı. Batu sadece sesimden bir şeyler dinlemek istiyordu, öyle değil mi? O zaman ona bir şarkı söyleyebilirdim.
Bazen şarkılar ruhumuzdaki yaraların tabirini çok daha iyi yapabiliyordu ve bazen de o yaralara iyi gelebiliyordu. Yani belki benim sesimden bir şarkı dinlemek onunda ruhundaki yaralara iyi gelebilirdi.
Kendimi cesaretlendirmeye çalışırken derin bir nefes aldım.
"Batuhan... Sana şarkı söylememi ister misin?"
***
Herkese merhaba.
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorum olarak benimle paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.
Hepinize şimdiden tüm destekleriniz için teşekkür ederim.
Kendinize çokça iyi bakın.
Yeni bölümde görüşmek üzere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Yaraları (BxB & Yarı Texting)
Teen Fiction(TAMAMLANDI.) (Bazı bölümler +18 cinsellik ve küfürlü sahneler içermektedir...) *** "Benim en güzel yansımam senin gözlerindeki yansımam olduğundan beri aynaya bakmamın hiçbir anlamı kalmadı ki Emir'im." "Bendeyse işler biraz karmaşık." "Neden peki...