*Emir'den*
"Neden ağlıyorsun Batu'm? Hadi söyle artık bana sorun ne?"
Kollarımın arasındaki bedeni iyice kendime çekerken neler olduğunu bilmemenin verdiği endişeyle ne yapacağımı bilemez bir haldeydim.
Annemin alelacele çekip gitmesinin ardından Batuhan sessizliğini koruyarak ağlamaya devam etmiş ama bunun dışında başka hiçbir şey yapmamıştı.
Ancak ben neler olduğunu öğrenmek zorundaydım çünkü bu bilinmezlik biraz daha devam ederse kafayı sıyırmam an meselesiydi.
"S-Sorun yok. Sadece... Sadece daha fazla tutamadım k-kendimi."
Sessiz geçen dakikaların ardından nihayet Batuhan'ın titrek sesi kulaklarıma ulaştığında gözlerimi yumarak yavaşça derin bir nefes aldım.
İçten içe Batuhan'ın sesini duyduğum için rahatlasam da hala daha neler olduğunu bilmiyordum. Onu bu kadar ağlatan şeyin ne olduğunu bilmiyordum ve bu beni deli ediyordu.
Annemin ona kötü bir şey söylemeyeceğini bilsem de belki istemeden onu kırmış olabileceğinden endişeleniyordum.
Başımı hafifçe yana eğerek yanağımı Batuhan'ın kafasına yasladıktan sonra gözlerimi açarak burnumu onun saçlarının arasına yaklaştırdım.
"Annem seni üzecek bir şey mi söyledi?"
Burnumdan ciğerlerime ulaşan tanıdık koku endişelenmemden dolayı hızlanmış kalp atışlarımın yavaşlamaya başlamasına neden olduğunda dudaklarımı Batuhan'ın saçlarının arasına bastırdım.
"Hayır, söyledikleri çok güzeldi."
Batuhan'ın sözleri içimi rahatlattığında hissettiğim rahatlamayla beraber yüzümde oluşan küçük tebessüme engel olamadım.
"O zaman neden ağlıyorsun?"
Ellerimden birini kaldırıp onun saçlarının arasına daldırdıktan sonra hafifçe onun saçlarını okşadım. Parmaklarımın arasından kayıp giden yumuşak saç telleri bana iyi gelirken Batuhan'ın derin bir nefes aldığını hissettim.
"Çünkü tekrar bir aileye sahip olmuş gibi hissediyorum."
Batuhan'ın söyledikleri yüzümdeki gülümsemeyi büyüttüğünde içten içe onu bu kadar kıran insanlara sövmekten kendimi alıkoyamadım.
"Ama bu ağlamanı değil, mutlu olmanı gerektiren bir şey."
Sözlerimin ardından Batuhan başını omzumdan kaldırıp kollarını belimden çekerek kızarmış gözleriyle bana baktığında yüzünde bana oldukça masum gelen bir ifade vardı.
Gözlerinden akıp çenesini aşarak boynuna ulaşmış gözyaşlarının ıslak izlerini gözlerimle takip ettiğim sırada Batuhan hafifçe burnunu çekti.
"Mutluluktan ağlıyorum zaten."
Ellerimi onun yüzüne yerleştirerek Batuhan'ın yüzündeki gözyaşı kalıntılarını özenle silerken bakışlarımı bir anlığına bile onun gözlerinden ayırmadım.
Ağladığı için kızarmış olan gözlerinin rengi normalden çok daha canlı bir hale bürünmüştü ve gözleri şu anda o kadar güzel gözüküyordu ki onun gözlerini saatler boyunca izleyebilirdim.
Ancak bu güzel göz renginin ağladığında daha da güzelleşmesi onun ağlamasından önemli değildi. Bu güzel gözler böyle kızarmamalıydı. Bu güzel gözler her daim mutlulukla ışıldamalıydı. Bu güzel gözlerin sahibi her zaman mutlu olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Yaraları (BxB & Yarı Texting)
Teen Fiction(TAMAMLANDI.) (Bazı bölümler +18 cinsellik ve küfürlü sahneler içermektedir...) *** "Benim en güzel yansımam senin gözlerindeki yansımam olduğundan beri aynaya bakmamın hiçbir anlamı kalmadı ki Emir'im." "Bendeyse işler biraz karmaşık." "Neden peki...