"Bu kadar çok mu nefret ediyorsun benden?"
Kalbimin en derinliklerinden çıkıp istemsizce dudaklarımdan dışarıya fırlayan sözcükler beraberlerinde kalbimden bir parçayı da söküp attıklarında yıkılmasına ramak kalan bir binadan farksızdım.
Benim bu yıkık görüntümün aksine babam gayet dimdik duruyor ve acımasızca konuşmaya devam ediyordu.
"Allah'tan korkum olmasa elimde kalırdın."
Sözleri boğazımın görünmeyen eller tarafından sıkılmasına ve nefes almamın güçleşmesine neden olduğunda başımı önüme eğerek sertçe yutkunurken gözlerimi sıkıca yumdum.
"Benden bu kadar nefret etmeni sağlayacak ne yaptım ben sana baba?"
Benim kısık çıkan sesimin aksine babam aniden bağırmaya başladığında yere eğdiğim başımı kaldırarak gözlerimi açıp bakışlarımı ona çevirdim.
"Daha ne yapacaksın ki!? Gittin kendini bir erkeğe verdin ve bir erkeğin altına yatmaktan hoşlandığını söyledin!"
Babamın söyledikleri bir anlığına bana anlamsız gelse de onun lisede yaşananları hiçbir zaman benim tarafımdan dinlemediği gerçeğini hatırlamamla beraber sözleri nihayet anlam kazanmıştı.
Onun beni bir kez olsun dinlemediğini nasıl unutabilmiştim ki?
"Tek sorun bu mu? Kiminle birlikte olduğum mu?"
Babam uzun süreden sonra ilk kez konuşmayı keserek sessiz kaldığında yüzünde benden ne kadar iğrendiğini belli eden bir ifade vardı.
Sahi en son ne zaman babamın bana bakarak gülümsediğini görmüştüm?
Ortaokuldayken mi?
Yoksa ilkokul muydu?
Belki de babam hiçbir zaman bana gülümsememişti çünkü onun yüzünün güldüğünde alacağı şekli bir türlü hayal edemiyordum. Bir insan nasıl ve neden kendi evladına yüzündeki gülümsemeyi bile çok görürdü ki?
"İçini rahatlatır mı bilmem ama sana şunu söyleyeyim. Bugüne kadar kimseyle birlikte olmadım baba. Ne dersin hala erkek adam sayılır mıyım? Hani götümü kimseye vermedim ya?"
Sözlerimin sonlarına doğru istemsizce güldüğümde neden güldüğümü kendim bile bilmiyordum. İçten içe ağlamak istiyordum ve dolan gözlerimde ağlamak istediğimi kanıtlıyordu ama ben gülüyordum.
Yüzümdeki kocaman gülümsemeyle babama bakıyor ve sanki komik bir şey anlatıyormuşçasına gülüyordum.
"Ancak şunu da eklemem gerekiyor ki bunun sebebi sendin. Senin yüzünden kimseye yaklaşmak istemedim çünkü onlara da zarar verirsin diye düşündüm. Sonuçta ben daha kendimi koruyamıyordum, onları nasıl koruyacaktım ki?"
Sözlerimin sonlarına doğru titreyen sesim gardımın düşmek üzere olduğunu belli ederken kendi kendime omuzlarımı silkerek derin bir nefes aldım.
"Ama artık işler değişti çünkü ben değiştim baba."
Sertçe yutkunurken az önceki titreyen sesimin aksine ses tonum şimdi daha kuvvetliydi ve az sonra söyleyeceklerimin babamı sinirlendireceğini biliyordum.
"Beni takip ettiğinde gördüğün o çocuk var ya? Hani beni öpen... Hah işte o çocuk benim sevgilim ve ben onu seviyorum. Tıpkı senin bir zamanlar annemi sevdiğin gibi bende onu seviyorum baba."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Yaraları (BxB & Yarı Texting)
Teen Fiction(TAMAMLANDI.) (Bazı bölümler +18 cinsellik ve küfürlü sahneler içermektedir...) *** "Benim en güzel yansımam senin gözlerindeki yansımam olduğundan beri aynaya bakmamın hiçbir anlamı kalmadı ki Emir'im." "Bendeyse işler biraz karmaşık." "Neden peki...