Batuhan'ın titrek elleri çıplak vücudumda dolaşırken bende ondan aldığım cesaretle ellerimden birini aşağı indirip onun vücuduna dokunmaya başladığımda odada yankılanan sesle öylece kalakaldım.
Lanet olsun alarmım çalıyordu.
Alarmı önemsememek ve onu öpmeye devam etmek istesem de Batuhan alarmı duyunca duraksayarak dudaklarını benden ayırmıştı.
Nefes nefese ondan uzaklaşırken Batuhan'da benden farksızdı.
Alt taraflarımda sızlayan sertliğim ve kalçalarıma dayanmış olan onun sertliği ikimizin de ileriye gitmeyi istediğini kanıtlarken ikimizde nefes nefese kalmış bir şekilde birbirimize bakıyorduk.
Onun kucağında oturmaya devam ederken çalan alarmımı ben susturmadığım sürece susmayacağını bildiğimden derin bir nefes alarak bakışlarımı kaçırdım ve onun kucağından kalkmak için bir hamle yaptım ancak Batuhan bir kolunu belime sararak bana engel oldu.
Kalkmaya yeltendiğim yere geri otururken Batuhan başını hafifçe arkaya çevirerek kollarından birini arkaya doğru uzatmış ve komodinin üzerindeki telefonumu almıştı. Elindeki telefonu bana uzatırken hala düzene girmemiş nefeslerimle sertçe yutkunarak elindeki telefonu alıp alarmımı susturdum.
"Dersin var değil mi?"
Batuhan'ın kısık mırıltısıyla yavaşça başımı onaylarcasına salladım. Az önce odadaki hormon seviyesi alev alacak derecede olduğundan ikimizde neler yaptığımızın farkında değildik ama sanırım çalan alarm ikimizin de başından aşağı bir kova dolusu soğuk su boşalmış gibi bir etki yaratmıştı ve ikimizde bu etkiyle kendimize gelmiştik.
Şimdiyse ikimizde utanıyorduk.
Bakışlarımı tereddütle ona çevirdiğimde Batuhan'ında benimkine benzer bir tereddütle bana baktığını görünce hızlanan kalp atışlarımı önemsememeye çalışarak hafifçe gülümsedim.
Benim gülümsediğimi gören Batuhan'da hafifçe gülümsediğinde kalkıp hazırlanmam gerektiğini biliyordum ama onun yanından ayrılmak istemiyordum.
Yani sonuçta biraz geç kalmaktan zarar gelmezdi öyle değil mi?
Elimdeki telefonu yatağın üstüne atarken bir elimi Batuhan'ın boynuna yaslayıp diğer elimi saçlarına çıkarttım. Az önce onunla öpüşürken dağıttığım saçlarını bu kez düzeltirken bakışlarımı saçlarından bir an olsun ayırmadım.
Boynuna yasladığım elimin içinde onun hızlanmış kalp atışlarını hissederken kendime engel olamayarak hafifçe gülümsediğimde Batuhan'ın sertçe yutkunduğunu fark ettim.
"Sen benim bayılmamı falan mı istiyorsun?"
Saçlarını düzeltmeyi bırakarak şaşkınca Batuhan'a baktığımda onun bakışları çıplak vücudumdaydı ama gözlerinin dalgın bir ifadeye sahip olmasına bakılırsa vücudumu görebildiğini söyleyemezdim.
"Neden böyle bir şey isteyeyim ki?"
Aynı Batuhan gibi kısık çıkan sesimle konuştuğumda Batuhan kafasını kaldırıp onun kucağında olduğumdan dolayı ondan biraz yüksekte olan bana baktı. Sanırım ondan uzun olabileceğim nadir anlardan birindeydik.
Batuhan'ın bakışları gözlerime sabitlenirken saçlarındaki elimi indirerek elimi onun omzuna koydum. Parmaklarımın dokunduğu çıplak omzunun sıcaklığı soğuk parmak uçlarımı ısıtırken sertçe yutkundum.
Batuhan bir süre sessizce gözlerime baktıktan sonra gözlerini kapatarak alnını göğsümün tam ortasına bastırdığında kalbim göğüs kafesime sert bir darbe geçirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Yaraları (BxB & Yarı Texting)
Teen Fiction(TAMAMLANDI.) (Bazı bölümler +18 cinsellik ve küfürlü sahneler içermektedir...) *** "Benim en güzel yansımam senin gözlerindeki yansımam olduğundan beri aynaya bakmamın hiçbir anlamı kalmadı ki Emir'im." "Bendeyse işler biraz karmaşık." "Neden peki...