6

7.2K 440 209
                                    

*Emir'den...*

Akın'la vedalaştıktan sonra derslikten çıkarken sırtımdaki çantamı iyice omuzlarıma yerleştirdim. Cebimden çıkarttığım telefondan Batuhan'ın mesaj atıp atmadığına bakarken onun son görülmesinin hala en son konuştuğumuz saatte olduğunu görünce seslice iç çektim.

Anlaşılan Batuhan hala kendine gelememişti.

Ona 'Azıcık ucundan sana düşmüş olabilirim' derken yalan söylemiyordum. Gerçekten o bana o mesajı attığında kalbim teklemişti ve bende ona karşı dürüst olmak istemiştim ama bunun sonucunda da sanırım Batu bayılmıştı.

Acaba gerçekten karşıma çıktığında da önümde dururken pat diye düşüp bayılacak mıydı? Eğer dediği gibi 1.88'lik biriyse sanırım o yere düşmeden onu tutmakta oldukça zorlanacaktım.

Adımlarımı binanın çıkış kapısına çevirirken saatin daha sabahın körü olmasından dolayı etraftaki öğrenci sayısı oldukça azdı.

Hangi insafsız sabahın en körüne ders koyardı ki?

Kendi kendime başımı iki yana sallarken ağır adımlarla binadan çıktım ve kulaklıklarımı kulağıma takıp en son dinlediğim şarkının devam etmesini sağladıktan sonra bu kez hedefim okulun çıkış kapısıydı.

Okulun bahçesini aşıp okuldan çıktıktan sonra otobüs durağına kadar yürürken ellerimi ceplerime soktum ve kendimi müziğin ritmine bıraktım.

Ağır ağır adımlarla yürüyor, bazen kafamla ritim tutuyor, bazense gözlerimi kapatıp dudaklarımı oynatarak sessizce şarkıya eşlik ediyordum.

Tam yine başımı önüme eğmiş hem kendi kendime şarkıya eşlik edip hem de cebimden çıkarttığım elimi bacağıma vurarak ritim tutarken birinin sertçe omzuma çarpmasıyla bir adım geriye savrulduğumda kendimi zar zor toparlayarak bana çarpan kişiye baktım.

Bana çarpan çocuk arkasına bile bakmadan uzaklaşırken başındaki kapüşon yüzünden onun yüzünü görememiştim. İçimden 'İnsan bir özür diler lan' derken başımı yavaşça iki yana salladım.

Yine de sinirlenmemeye çalıştım çünkü belki de acelesi olabilirdi. Sonuçta hepimiz telaş yaptığımız zamanlarda gözümüz kimseyi görmüyordu ve bana çarpan çocukta telaşlı olabilirdi.

Derin bir nefes alarak önüme dönüp durağa doğru yürümeye devam ettim.

Durağa vardıktan sonra şansıma çabucak gelen otobüsle pantolonumun arka cebinden çıkarttığım otobüs kartımı basarak otobüsün iç kısmına ilerledim.

Sabah saatlerindeki derslerin avantajı olarak otobüsler boş olduğundan kendime rahatça oturacak bir yer bularak oturduktan sonra bakışlarımı camdan dışarıya çevirdim ve yurda kadarki yol boyunca dışarıyı seyrettim.

***

Kulaklıklarımı kulağımdan çıkartıp telefonumla birlikte yatağımın başındaki komodinin üzerine bıraktıktan sonra üzerimdeki ceketi bile çıkartmadan kendimi yatağa attığım anda istediğim tek şey uyumaktı.

Bu yüzden de uyumak için yatakta sağıma doğru döndüğümde ceketimin cebinden gelen hışırtıyla kendimi tekrar sırt üstü çevirdim ve elimi cebime soktum. Cebime soktuğum elime değen kâğıdı alarak elimi cebimden çıkarttığımda bu kâğıdı ne zaman cebime koyduğumu hatırlamıyordum.

Özensiz bir şekilde katlanmış kâğıdı dikkatle açtığımda üzerinde yazanlar küçük bir şoka girmeme neden olmuştu.

Ne yani bana çarpan çocuk Batuhan mıydı?

Bakışlarımı biraz bozuk olmasına rağmen özenle yazılmaya çalışılmış yazının üzerinde gezdirdiğimde kendi kendime gülmeden edemedim. Deli çocuk bunu nasıl yapmıştı bilmiyordum ama bana çarptığı sırada kaşla göz arasında bunu cebime sokmayı başarmıştı.

Dünkü ufak çaplı kalp krizimin ardından telefonumun kullanılmaz hale gelmesi ve senin de benden bir kanıt istemen nedeniyle sana böyle bir not yazmayı uygun gördüm Emir'im.

Ben yeni bir telefon alana kadar beni çokça özle, olur mu hayatım?

Ha bu arada az sonra sana omuz atacağımı varsayarsak bunun için de şimdiden senden özür dilesem iyi olacak gibi canım. Yani özür dilerim. Öpüldün.

-Batuhan, Batu ya da kısaca Gelecekteki Kocan.

Yüzümdeki gülümsemeyi bozmadan notu tekrar katlayarak komodinin en alt çekmecesinde bulunan defterimin arasına koyduğumda bu çocuğun benim hayatımda yer edinmeye başladığının farkındaydım.

Ancak Batuhan'ın benim hakkımda bilmediği birkaç şey vardı.

Bunları öğrendiğinde nasıl bir tepki vereceğini bilmesem de bir tanesini ona erkenden söylemediğim için bana çokça kızacağını biliyordum.

Derin bir nefes alırken bakışlarımı tavanda gezdirdim.

Sonumuz nasıl biterdi bilmiyordum ama sonumuzun mutlu sonla bitmesini istiyordum. Hayatımda ilk kez biriyle sonumuzun mutlu bitmesini istiyordum.

Umarım her şey güzel olurdu.

Ve umarım Batuhan en yakın zamanda kendine yeni bir telefon alırdı...

***

Herkese merhaba.

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorum olarak benimle paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.

Hepinize şimdiden tüm destekleriniz için teşekkür ederim.

Kendinize çokça iyi bakın.

Yeni bölümde görüşmek üzere...

Geçmişin Yaraları (BxB & Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin