67

1.9K 143 102
                                    

*Yazar'dan*

Gülizar oğlunun söyledikleriyle beraber bakışlarını önünde duran içi çay dolu fincana çevirerek derin bir nefes aldı. Nereden başlaması gerektiğine tam olarak karar verememiş olsa da en başından başlamanın en doğrusu olduğunu düşünen tarafı ağır bastığı için en başından anlatmaya başladı.

"Her şeyin yaşandığı gün eve gelen fotoğrafları ilk bulan kişi Hasan'dı. Ben o sırada evde değildim ve eve döndüğümde Hasan'ı elinde av tüfeğiyle beraber evin kapısına yönelirken buldum. Onu durdurmaya çalışırken ona neden bu halde olduğunu sordum. Bu sorumun üzerine Hasan beni kolumdan sürükleyerek salona götürüp senin fotoğraflarının olduğu sehpaya doğru itti. Eve gelen fotoğrafları öyle gördüm."

Gülizar o günün gözlerinin önüne gelmesiyle beraber gözlerini sıkıca yumup açtıktan sonra bakışlarını dalgınca masanın üzerinde gezdirdi.

"O anları çok net hatırlayamasam da yerdeki fotoğraflarına tek tek baktım ve fotoğrafların hepsi gözlerimin önünde olmalarına rağmen inanamadım."

Batuhan Gülizar'ın söyledikleriyle beraber kendi kendine araya girmeyeceğine dair verdiği sözünü bozarak hafifçe güldü.

"Neye inanamadın? Oğlunun bir ibne olduğuna mı yoksa bir erkeğin altına yattığına mı?"

Batuhan'ın alaycı konuşma tarzıyla beraber Gülizar irkilerek başını kaldırıp karşısındaki oğluna baktığında oğlunun bu halini görmek canını yakmıştı. Biriciği yalnız geçirdiği senelerde kim bilir neler yaşamıştı da bugünkü haline gelmişti.

Gülizar sessizce derin bir nefes aldıktan sonra bakışlarını Batuhan'ın gözlerine sabitleyerek konuşmaya başladı.

"Biriciğimin o tür fotoğrafları çektireceğine inanmadım. Senin ne kadar duygusal bir çocuk olduğunu ve özel hayatının özel kalmasına ne kadar çok önem verdiğini iyi biliyordum. Bu yüzden de senin bu fotoğrafların çekilmesine izin verebileceğine inanamadım."

Batuhan Gülizar'ın söyledikleriyle beraber sessiz kaldığında Gülizar oğlunun sessiz halini gördükçe daha da kahroluyordu.

Onun oğlu böyle biri değildi ki.

Onun oğlu her zaman neşesini koruyabilen bir çocuktu. Onun oğlu sevgisini tek bir bakışıyla bile anlatabilen bir çocuktu. Onun oğlu sevgisini dile getirmekten çekinmeyen bir çocuktu.

Onun oğlu ne olursa olsun annesine sırtını dönmeyecek bir çocuktu.

Onu bu hale getiren kişiyse ne yazık ki kendisinden başka hiç kimse değildi. Tüm bu yaşananların suçlusu o ve onun zayıf karakteriydi.

İçten içe 'Geçmişte biraz daha güçlü olmuş olsaydım, kim bilir her şey ne kadar farklı olurdu' diye düşündü ve 'En azından oğlum benim yanımda olurdu' diye ekledi.

Gülizar bakışlarını oğlunun kendi gözleriyle aynı renge sahip olan ama kendi gözlerinden daha güzel olan gözlerinin arasında dolaştırdıktan sonra konuşmaya devam etti.

"Hasan hemen yanı başımda bağırarak senin fotoğraflarını önüme atarken dikkatimi çeken tek şey o güzel gözlerinin her fotoğrafta kapalı olmasıydı. İşte o zaman kendime geldim. Bu işte bir bit yeniği olduğunu tam da o anda fark ettim."

Gülizar'ın sözlerinin üzerine Batuhan bakışlarını ondan kaçırdığında Gülizar bakışlarını bir an bile Batuhan'dan çekmeden konuşmaya devam etti.

"Benim aksime Hasan durmadan bağırmaya, küfür etmeye ve ölüm tehditleri savurmaya devam ediyordu. O bunları yaparken ben düştüğüm yerden kalkıp onun elindeki tüfeği almaya ve onu durdurmaya çalıştım."

Geçmişin Yaraları (BxB & Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin