*Emir'den*
Üzerimdeki ceketin altındaki kapüşonlunun şapkasını kafama geçirirken ceketin ceplerindeki ellerimi yumruk yaparak üniversitenin bahçesinde yürümeye başladığımda hava o kadar soğuktu ki parmak uçlarımı hissetmiyordum.
Üstelik böyle bir havaya rağmen üç yıllık üniversite hayatımda ilk kez kendim için buraya gelmemiştim.
Adımlarımı Batuhan'ın dersinin olduğu binanın olduğu yere çevirdikten sonra dersinin az sonra biteceğini bildiğim için binaya girmektense binanın kapısının karşısındaki duvara doğru ilerledim ve sırtımı o duvara yaslayarak bakışlarımı önünde durduğum binanın kapısına çevirdim.
Batuhan onu kovaladığım gün Güzel Sanatlar Fakültesi'ne girmesinin tek nedeninin kaçarken karşısına çıkan ilk binanın Güzel Sanatlar Fakültesi'nin binası olduğunu ve yakalanmaktan korktuğu için oraya girdiğini söylemişti.
Yani bu demek oluyordu ki ona yaklaştığımı zannederken farkında olmadan ondan daha da fazla uzaklaşmıştım.
Ceplerimdeki ellerimi çıkartıp ellerimi birbirine sürttüğüm sırada cebimdeki telefonunun titrediğini hissederek elimi cebime soktum ve telefonumu cebimden çıkarttım.
Batuhan: Dersten çıktım. Hala yurttaysan gelip seni almamı ve bir yerlere gitmeyi ister misin?
(Görüldü.)
Batuhan'ın yazdığı mesajı görmemle beraber başımı kaldırıp karşımdaki binadan çıkan kişilere baktım. Binanın kapısından çıkan öğrenci topluluğunun arasından uzun boyu sayesinde rahatlıkla görebildiğim Batuhan'la kendi kendime gülümsediğim sırada elimdeki telefon tekrar titredi.
Batuhan: Orada mısın Emir?
Emir: Buradayım.
Batuhan: Ee niye cevap vermiyorsun?
Emir: Kafanı kaldırmanı bekliyorum.
Batuhan: Ne?
Emir: Kafanı kaldırıp karşına bak Batu.
Yazdığım mesajın ardından başımı kaldırıp benden birkaç metre ötedeki Batuhan'a baktığımda Batuhan'ın şaşkınca başını kaldırdığını ve etrafa baktığını görünce yüzümdeki gülümseme büyüdü.
Onun beni kalabalığın içinde rahatça fark etmesini sağlamak için telefonu tutan elimi havaya kaldırarak hafifçe salladığımda nihayet Batuhan beni fark etmişti.
Batuhan beni görmesiyle şaşkınca bana baktığında onun bu haline gülerek sırtımı yasladığım yerden ayırdım ve bakışlarımı hızlı adımlarla bana doğru yürüyen Batuhan'a çevirdim.
Batuhan yanıma gelip tam karşımda durduğunda yüzünde benim yüzümdekine benzer bir gülümseme vardı.
"Selam."
"Selam."
Ellerimi cebime sokarken bakışlarımı onun yüzünde gezdirdiğim sırada üşüdüğüm gerçeğini göz ardı etmeye çalıştım.
"N'aber?"
"Valla seni gördüm daha iyi oldum Emir'im de, niye geleceğini bana daha önceden haber vermedin ki?"
Batuhan'ın yüzündeki soru dolu ifadenin nedeninin çoğunlukla üniversite yerine yurdun oralarda buluşmamızdan kaynaklı olduğunu biliyordum.
"Her zaman gelip beni yurttan alan sen oluyorsun, bu kez de ben senin yanına geleyim dedim."
Konuşmamın sonlarına doğru omuzlarımı silktiğimde Batuhan gözlerini yumarak başını yukarı kaldırdı ve sadece ikimizin duyabileceği bir tonda mırıldanmaya başladı.
"Ama sen böyle yaparsan benim vücudumda sana düşmekten sağlam kemik kalmaz ki Emir."
Onun söyledikleriyle nefesimi vererek güldüğümde gülmemle beraber bakışlarını bana çeviren Batuhan'a bakarak bende onun gibi mırıldandım.
"Sen onu bir de bana sor."
Batuhan tek kaşını kaldırıp bana bakarken yüzünde oyunbaz bir ifade vardı. Onunla yüz yüze tanışmamızdan sonraki zamanlarda ilk baştaki o heyecanını üzerinden atmayı başardığı için eskisine oranla benimle yüz yüze konuşmada çok daha iyiydi ve bu hali benim acayip hoşuma gidiyordu.
"Diyorsun?"
Başımı yavaşça onaylarcasına sallarken benimde yüzümde de onunkine benzeyen oyunbaz bir ifade oluştuğunu biliyordum.
"Diyorum."
Batuhan'ın bana olan sevgisini gözlerinden bile anlayabilirken içimdeki ona sımsıkı sarılma isteğini bastırmak için dudaklarımı birbirine bastırdım.
"O zaman buradan bir an önce çıksak iyi olacak gibi ne dersin hayatım?"
"Kesinlikle buradan bir an önce çıkmalıyız."
Başımı onaylarcasına sallarken söylediklerimle beraber Batuhan kolunu dışarıdan arkadaşça görünen ama bizim için oldukça farklı bir anlama gelen bir tavırla omzuma atarak beni kendine çekti.
"Gidelim o zaman."
Başımı onaylarcasına sallayarak onunla beraber yürümeye başladığımda üniversiteden çıkana kadar bu dostmuş tavırlarımızı sürdürmemiz gerektiğini biliyordum ve bu durum beni üzse de yine de ona yakın olduğum sürece toplum içinde iki arkadaşmışız gibi takılmaktan yana sorunum yoktu.
"Gidelim bakalım."
***
Herkese merhaba.
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorum olarak benimle paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.
Hepinize şimdiden tüm destekleriniz için teşekkür ederim.
Kendinize çokça iyi bakın.
Yeni bölümde görüşmek üzere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Yaraları (BxB & Yarı Texting)
Teen Fiction(TAMAMLANDI.) (Bazı bölümler +18 cinsellik ve küfürlü sahneler içermektedir...) *** "Benim en güzel yansımam senin gözlerindeki yansımam olduğundan beri aynaya bakmamın hiçbir anlamı kalmadı ki Emir'im." "Bendeyse işler biraz karmaşık." "Neden peki...