Geçmişin Yaraları (BxB & Yarı Texting)

60

*Emir'den*

Onun kapıya yönelmesiyle beraber kendime gelerek hızlıca onun peşinden gittim ve onu kolundan yakaladım.

"Sen burada kal, ben gi-"

"Rahat bırak beni dedim!"

Batuhan'ın tuttuğum kolunu elimden kurtarmak için geriye doğru savurmasıyla beraber dirseği ağzıma çarptığında ve ben şaşkınca geriye doğru gidip yere düştüğümde avuçlarımı son anda yere koyabilmiştim.

Yüzümden en fazla bir ila iki karış arası uzaklıkta olan parke kaplı zemine bakarken ağzımın içine yayılan metalik tadı hissedebiliyordum.

Kahretsin...

Olduğum yerde öylece kalakaldığım sırada dilimi dudağımın acıyan yerinin üzerinde gezdirdim. Ağzıma yayılan metalik tadın nedenini dilime değen sıcak sıvıyla anlarken sertçe yutkundum.

"Emir... B-Ben-"

Batuhan'ın titrek ve endişeli çıkan sesiyle beraber gözlerimi sıkıca yumarak başımı tamamen aşağı eğdiğimde kendimi gerçekten çok yorgun hissediyordum.

"Eğer geçmişimi yakarsam..."

Yumduğum gözlerimi açarak derin bir nefes aldıktan sonra kollarımın üzerinde doğrularak yere oturdum ve başımı kaldırıp bakışlarımı olduğu yerde kalakalmış bir şekilde bana bakan Batuhan'a çevirdim.

Batuhan az önce yaşanan şeyin şokunu üstünden atamadığını belli eden bir ifadeyle bana baktığı sırada konuşmaya devam ettim.

"Eğer ben kendi geçmişimi yakıp atarsam, sen... Sende annenle konuşacak mısın?"

"Ne?"

Batuhan söylediklerimi anlayamadığını belli eden bir ifadeyle bana bakarken yavaşça düştüğüm yerden kalkarak bakışlarımı Batuhan'ın kızarmış gözlerine çevirdim ve başımı onaylarcasına salladım.

"Sen haklıydın... Daha kendi geçmişimi yakmamışken sana bunu yapman konusunda akıl vermemeliydim. Bu yüzden de diyorum ki..."

Duraksayarak bakışlarımı Batuhan'ın gözlerinin arasında dolaştırdıktan sonra sertçe yutkunup derin bir nefes aldım.

"Eğer sarı dosyayı polise verip babamı yakarsam, sende annenle görüşecek misin?"

"Emir-"

Batuhan'ın konuşmasıyla beraber onun söylediklerime itiraz edeceğini tahmin ederek onun sözünü kestim ve onun konuşmasına izin vermeden konuşmaya başladım.

"Sadece evet ya da hayır diyebilirsin... Hatta kafanı sallasan da olur."

Söylediklerimle beraber Batuhan duraksarken şüpheli bakışlarla bana bakarak hafifçe gözlerini kıstıktan sonra gözlerini gözlerimin arasında dolaştırdı.

"Neden annemle görüşmem için bu kadar ısrar ediyorsun?"

Batuhan'ın sorduğu soruya cevap veremeyerek sessiz kaldığımda Batuhan yavaşça yanıma yaklaşarak kısık bakışlarla dikkatle gözlerimin içine baktı.

"Benim bilmediğim ne biliyorsun sen?"

Bakışlarımı onun gözlerinin arasında dolaştırdıktan sonra sessizce yutkundum ve bakışlarımı bir an olsun onun gözlerinden ayırmadan konuşmaya başladım.

"Babanın ölümü hakkındaki gerçeği..."

Söylediklerim Batuhan'ı duraksattığında bakışlarımı onun şaşkınca bana bakan gözlerinden kaçırarak gözlerimi dalgınca etrafımızda dolaştırdım.