19

6.3K 381 244
                                    

*Emir'den...*

Akın'ın öğleden sonra Oğuz'la işi olduğunu söyleyerek gitmesinin ardından en azından ikimizden birinin mutlu olacağını düşünerek sevinmiştim. Akın'ın gidişinin ardından yalnız kalmamla beraberse yatağıma uzanmış ve uzun uzun düşünmüştüm.

Bu düşünmelerimin sonucundaysa Batuhan'ın engelini kaldırmıştım.

Engelini kaldırmama rağmen henüz ona mesaj atmamıştım ama ona mesaj atmadan önce kafamı toparlamak istiyordum. Bu yüzden de sıcak bir duş almayı ve gevşeyip rahatladıktan sonra ona her şeyi anlatan bir mesaj yazmaya karar vermiştim.

Ona geçmişte yaşanan her şeyi yazdıktan sonra heteroseksüel olduğum yalanı için özür dileyecek ve ona bir adres yollayarak oraya gelmesini isteyecektim. Eğer gelirse ona kollarımı açacaktım. Eğer gelmezse zor da olsa ondan vazgeçecektim.

Planım bu yöndeydi ve planımın ilk aşamasını hayata geçirerek sıcak bir duş almıştım.

Duş aldıktan sonra birkaç gündür tıraş olmadığım için iyice uzayan sakallarımı da kesmiştim ve yüzümdeki köpüklerden kurtulmak için yüzümü yıkıyordum ki odanın kapısının açıldığını duydum.

Sanırım Akın gelmişti.

Onun gelmesi iyi olmuştu çünkü onunla planım hakkında konuşmak güzel olabilirdi. Yüzümü kurularken içeriye doğru seslendim.

"Akın? Geldin mi?"

Düşündüğümden bitkin çıkan sesim tüm bu olanların sonucunda yakında hasta olacağımı belli ederken Batuhan'ın olmayışının beni bu kadar etkilemiş olması benim için çok yeni bir şeydi.

Onu seviyordum.

Hayatımda ilk kez birini seviyordum ve ne yapacağımı bilememiştim. Normalde o kadar kafamı takmayacağım şeyleri kafama takmaya başlamış ve küçük ayrıntılara bile üzülür olmuştum.

Gerçekten sorunum neydi benim?

Beni seven birini üzdüğüm gibi kendimi de üzmüştüm ama bir kere sinirlenmiştim işte. Neden karşıma çıkmıyordu sanki? İlla onu sevdiğimi dile getirmem mi gerekiyordu?

Gerçi işler böyle tersine dönmeseydi eğer zaten ona her şeyi açıklayacaktım.

Batuhan o gün bana normal bir cevap verseydi eğer ben zaten ona onu sevdiğimi itiraf edecektim. Birini gördüğümü ve o birinin o olma ihtimalinin bile kalbimi hızlandırdığını söyleyecektim.

Ama her şey altüst olmuştu.

Bunda elbette ki benimde bir payım vardı ama sinirlendiğim zamanlarda kendime engel olamıyordum. Sinirlendiğimde duygularım geri planda kalıyor ve sadece mantığımla konuşuyordum.

Kendimde sevmediğim tek huyum bu olabilirdi.

Seslenmemin ardından herhangi bir karşıt ses gelmeyince havluyu yüzümden çekerek yerine bıraktıktan sonra banyodan çıktım.

"Niye ses vermiyor-"

Karşımda gördüğüm yabancı yüzle kaşlarım istemsizce çatıldığında karşımdaki adamın bu odada ne işi olduğunu düşünüyordum.

İşin garibiyse karşımdaki adam her an bayılabilecekmiş gibi duruyordu.

"Sen kimsin?"

Karşımdaki adam sorumla birlikte irkildiğinde çatılmış kaşlarımla şaşkınca ona bakmaya devam ettim. Bakışlarım adamın elinde tuttuğu anahtarlara kaydığında anahtarlara takılı olan anahtarlığın Akın'a ait olduğunu görünce daha da şaşırarak bakışlarımı tekrar adamın yüzüne çevirdim.

Geçmişin Yaraları (BxB & Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin