Geçen saatler sonunda nihayet aradıkları kişiyi bulduklarında Oğuz Batuhan'la olan bilgilerin olduğu sayfanın çıktısını alarak Akın'ın yanına geldi.
Elindeki kâğıdı Akın'a uzatarak onun yanına oturduktan sonra saatlerdir bilgisayarla uğraşmalarından dolayı gerilen bedenini gevşetmek için gerindi.
Akın elindeki kâğıdın sol köşesindeki fotoğraftaki çocuğa bakarken sinirlenmeden edememişti. Pezevengin dış görünüşüyle ilgili hiçbir sorun yoktu. Yani gerçekten onu dışarıdan gören biri onun bu kadar korkak biri olduğunu düşünmezdi.
"Şimdi sıçtım senin ağzına Batuhan Akar."
Akın'ın kendi kendine mırıldandığını duyan Oğuz gerinmeyi keserken kaşlarını çatarak Akın'ın elindeki kâğıdı çekip aldı.
"Sakinleş Akın. İkisinin arasında olanlara müdahale etmemen hakkında daha yeni konuşmadık mı seninle?"
Akın, Oğuz'un söylediklerini duymazdan gelerek onun elindeki kâğıda uzandığında Oğuz kâğıdı ondan uzaklaştırarak ciddi gözlerle Akın'a baktı. Akın, Oğuz'un bakışlarını fark ederek gözlerini Oğuz'un yüzüne çevirdiğinde seslice oflayarak kâğıda uzanmaktan vazgeçti.
Evet, bunu konuşmuşlardı.
Oğuz Batuhan'ı bulduktan sonra onun kim olduğunu anlayınca Akın'a onların aralarına fazla girmemesi konusunda söz verdirmişti.
Çünkü Oğuz, Batuhan'ı tanıyordu.
Eskiden liseyi beraber okumuşlardı ve bazı anlatılmayacak olayları beraber yaşamışlardı. Bu yüzden de Oğuz, Batuhan'ın nasıl biri olduğunu az çok biliyordu ve Akın'ın aralarına girmesini istemiyordu.
Oğuz bakışlarını Akın'ın yüzünden ayırmadı.
"Bilmediğin şeyler var ama bunları söylemek bana düşmez. Dediğim gibi ben Batuhan'ı liseden tanıyorum ve neden bu kadar çekindiğini biliyorum. O yüzden de aralarına girmeyeceksin Akın."
Akın itiraz edeceğini belli edercesine Oğuz'a baktığında, Oğuz kaşlarını kaldırarak Akın'a bakmayı sürdürdü.
"Ama-"
"Akın lütfen."
Oğuz'un sözünü kesmesiyle beraber Akın pes ettiğini belli edercesine oflarken başını onaylarcasına salladı.
"Pekâlâ, madem öyle diyorsun. Sana güveniyorum ama lütfen en azından eğer olurda bir gün Batuhan'ı görürsen onun biraz cesaretlenmesini sağlayabilir misin?"
Oğuz başını onaylarcasına salladıktan sonra oturduğu yerden kalktı ve elindeki kâğıdı katlayarak kâğıdı kitaplığındaki kitapların arasına koydu.
Kâğıdı koyduktan sonra arkasını dönmesiyle iki kol belinden geçerek ona sarıldığında kolları şaşkınlıkla havada kalmıştı.
Bakışları çenesinin hemen altındaki koyu kahverengi kıvırcık saçlara kayarken derin bir nefes alarak kollarını onun bedenine sardı.
Çenesini ondan kısa olan çocuğun başına yaslarken Akın'ın belindeki kolları sıkılaşmıştı. Oğuz hızlanan kalbinin atışlarını ona belli etmemeye çalışırken aynı şeyi yapmaya çalışan Akın'ın farkında değildi.
Bu iki aptal birbirlerinin farkında değillerdi.
Oğuz çenesini yasladığı saçların içine burnunu daldırarak sessizce derin bir nefes alırken gözlerini yumduğunda, Akın'da burnunu Oğuz'un boynuna yaslamış ve içine sessizce derin bir nefes çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Yaraları (BxB & Yarı Texting)
Teen Fiction(TAMAMLANDI.) (Bazı bölümler +18 cinsellik ve küfürlü sahneler içermektedir...) *** "Benim en güzel yansımam senin gözlerindeki yansımam olduğundan beri aynaya bakmamın hiçbir anlamı kalmadı ki Emir'im." "Bendeyse işler biraz karmaşık." "Neden peki...