48

3.1K 178 111
                                    

"Nerede kaldı bunlar ya? Sanırsın uzak bir yerden geliyorlar."

Batuhan'ın isyan edercesine çıkan sesini duymamla beraber istemsizce gülerek bakışlarımı kafenin içinden çekip Batuhan'a çevirdim.

"Akın her zaman her yere geç kalan biridir. Bu yüzden onun geç kalmasına şaşırmadım ama yine de Oğuz sayesinde bu kez geç kalmaz diye umut ediyordum."

Batuhan sözlerimin ardından bakışlarını benden uzaklaştırarak derin bir nefes aldı ve seslice iç çektikten sonra aniden bakışlarını bana çevirdi.

"Beş dakika daha bekleyelim gelmezlerse onları ekip başka bir yere gitmeye ne dersin hayatım? Sonuçta onları çok bile bekledik. Bizim buraya gelmemizin üzerinden neredeyse bir saat geçti."

Batuhan'ın söylediklerine hak verircesine başımı onaylarcasına salladım ve masanın üzerine dirseklerimi yaslayarak öne doğru eğildim.

"Mantıklı. Gelmezlerse onları ekip baş başa bir yerlere gidebiliriz."

"Hım... Neresi mesela?"

Batuhan'da dirseklerini masaya yaslayarak çenesini avuç içine dayayıp öne doğru eğildi ve ilgili gözlerle bana bakmaya başladı.

Onun bana olan ilgili bakışları her seferinde yüzümde bir gülümseme oluşmasına neden oluyordu ve ben ne kadar kendimi engellemeye çalışsam da kendimi ona bakarak gülümserken buluyordum.

"Hava Ocak ayında olduğumuzdan dolayı oldukça soğuk olduğu için kesinlikle kapalı bir mekâna gitmemiz gerekiyor çünkü bu soğukta dolaşırsak ikimizde hasta oluruz."

Batuhan sözlerimi büyük bir ciddiyetle dinledikten sonra bana hak verdiğini belli edercesine başını onaylar biçimde salladı.

"Doğru söylüyorsun... Hım... O zaman bence senin için de uygunsa sinemaya gidebiliriz. Hem içerisi sıcak olur hem de geçen gün konuştuğumuz filmi izleriz."

Bu kez ben ona hak verdiğimi belli edercesine başımı onaylar biçimde salladıktan sonra dirseklerimi masadan ayırarak derin bir nefes aldım.

"Bu plan hoşuma gitti. Bu yüzden daha fazla beklemeyelim ve kalkalım. Bunların geleceği yok."

Batuhan anında beni onaylayarak oturduğu yerden kalktığında bende onunla beraber ayaklandım ve yandaki boş koltuğa bıraktığım montuma uzandım.

İkimizde ellerimize montlarımızı alarak masadan uzaklaşmak için hamle yapmıştık ki tanıdık bir ses duymamızla hayal kırıklığı içinde birbirimize baktık.

"Selam gençler! Hayırdır ayaklanmışsınız, bir yere mi gidiyordunuz yoksa?"

Akın'ın neşeli çıkan sesinin hemen ardından Oğuz'la beraber masanın yanında belirdiklerinde bakışlarımı onlardan çekerek tekrar Batuhan'a çevirdim ve ona üzgün bir bakış attım.

Benim bakışlarımın bir benzeri de Batuhan'ın yüzünde oluştuğunda ikimizde birkaç saniye boyunca sessiz kalarak birbirimize baktıktan sonra az önce kalktığımız yerlere geri oturduk.

"Yaklaşık bir saattir burada oturup sizi beklediğimiz ve siz aramalarımıza dahi cevap vermediğiniz için sizi beklemekten vazgeçip bir yerlere gidecektik ki nihayet gelmeyi başarabildiniz."

Ben konuştuğum sırada Oğuz'la Akın'da masaya oturduğunda söylediklerimi duyan Oğuz yüzündeki 'Sana söylemiştim' ifadesiyle Akın'a baktı.

"Sana geç kalacağımızı söylemiştim."

Akın bakışlarını Oğuz'dan kaçırırken umursamaz bir ifadeyle omuzlarını silktiğinde Akın'a 'Sen iflah olmazsın' bakışları atarak başımı iki yana salladım.

Geçmişin Yaraları (BxB & Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin