Anahtarlarını alan Akın'ı daha sonra hesaplaşacağımızı söyleyerek zor bela başımdan def ettikten sonra Batuhan'a aşağı inmesini söylemiştim ama kendisi hala gelmemişti.
Havanın soğukluğundan etkilenmemeye çalışırken olduğum yerde hafifçe hareket etmeye başladığımda aslında yurdun binasına girip ısınabileceğimi biliyordum ama içeri girmek istemiyordum.
Batuhan'ı bahçede beklemek nedensize daha cazip gelmişti.
Ellerimi üzerimdeki montumun ceplerine sokarken derin bir nefes aldığım sırada arkamdan gelen hızlı adım sesleriyle birlikte yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım.
Gelen kişinin kim olduğunu tahmin ederken yüzümdeki gülümsemeyle arkama döndüğümde Batuhan üzerindeki eşofmanları ve aceleyle giydiği belli olan montuyla bana bakıyordu.
Onun yüzündeki ifadeden heyecanını saklamaya çalıştığının farkına varırken kendimi ona bakarak gülümsemekten alıkoyamıyordum.
"Selam."
Heyecanlı çıkan sesiyle birlikte kalbimin atışları hızlanırken bu hisse alışmaya başladığımı fark ettim. Onunla olduğum her an hızlanan kalbim artık benim için çokta yabancı bir şey değildi.
"Selam."
Ona verdiğim karşılığın ardından ikimizde sessiz kaldığımızda ikimizin de suratında benzer gülümsemeler vardı ve ikimizde gözlerimizi birbirimizden ayırmıyorduk.
Aslında ona sarılmak istiyordum ama bunu yaparsam vereceği tepkiden biraz korkmuyor değildim. Yani ilk öpüşmemizde bayılmıştı. Tamam, belki sonrasında ileri giderek öpüşmeyi ilerlettiğimizde bayılmamış olsa da onu tam olarak tanımıyordum ve bu yüzden de nasıl hareket etmem gerektiğini bilmiyordum.
"Gidelim mi?"
Batuhan'ın nihayet konuşmasıyla başımı hafifçe onaylar biçimde salladığımda ikimizde yan yana yürümeye başladık. Yan yana yürürken ikimizin de dirseklerinin birbirlerine sürtüyor olması bir anda onu kendime çekip sarılma isteğimi körüklüyordu ve geçen her saniye kendime engel olmakta oldukça zorlanıyordum.
"Günün nasıl geçti? Bugünkü dersin oldukça yoğundu değil mi?"
Batuhan'ın konuşmasıyla bakışlarımı merdivenlerden ayırıp ona çevirdiğimde onun bakışlarının hala merdivenlerde olduğunu görünce bende önüme döndüm.
"Evet, bugünkü dersim baya yoğundu ancak günüm güzel geçti. Sadece çok yoruldum."
Sözlerimin ardından bakışlarımı ona çevirdiğimde Batuhan hafifçe başını sallamıştı. Onunla birinci kata çıktığımız sırada derin bir nefes aldım.
"Senin günü nasıldı?"
Sorumla beraber Batuhan'ın bakışları bana döndüğünde ben ısrarla onun gözlerine bakıyordum ama o benim gözlerime bakmıyordu. Bu durum beni üzerken bir de üstüne bakışlarını kaçırdığında içime bir sıkıntı çökmüştü.
"Benimki de iyiydi. Bugün dersim olmadığı için bu saate kadar odamdaydım."
Bende bakışlarımı onun gibi önüme çevirirken 'Anladım' dercesine başımı salladığım sırada Batuhan'ın bir odanın önünde durmasıyla bende onunla beraber durdum.
Batuhan cebinden çıkarttığı anahtarlarla kapıyı açıp içeri girdikten sonra bana dönerek hafifçe gülümsedi.
"Gelsene Emir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Yaraları (BxB & Yarı Texting)
Teen Fiction(TAMAMLANDI.) (Bazı bölümler +18 cinsellik ve küfürlü sahneler içermektedir...) *** "Benim en güzel yansımam senin gözlerindeki yansımam olduğundan beri aynaya bakmamın hiçbir anlamı kalmadı ki Emir'im." "Bendeyse işler biraz karmaşık." "Neden peki...