18

5.6K 392 80
                                    

*Batuhan'dan...*

Elimdeki anahtarları sıkıca kavrarken titreyen ellerimi umursamamaya çalışıyordum. O kafeden nasıl çıktığımı ya da ne zaman yurda gelip Emir'in odasının önüne dikilmeye başladığımı bilmiyordum.

Aklımdaki tek şey Emir'in beni sevdiğiydi.

Şu anda bana adımı bile sorsalar tereddüt edebilecek haldeyken Emir'in adı kafamın içinde neon harflerle yanıp sönüyordu.

Kafayı yemek üzereydim ve eğer sakinleşemezsem bayılacağımı çok iyi biliyordum. Gerçi Emir'i gördüğüm anda bayılmama ihtimalim neredeyse imkânsızdı ama bayılmamalıydım.

Hala inanamıyordum.

Onun beni sevdiğine hala inanamıyordum ama Akın'ın böyle bir konuda yalan söyleyeceğini de düşünmüyordum çünkü Emir'e gerçekten çok değer verdiğini onları gözlemlediğim 3 yılda çok iyi anlamıştım.

Yine de rüyadaymışım gibi hissediyordum.

Dakikalardır önünde durduğum kapıyı açabilecek anahtar ellerimdeydi ama o kapıya kalan son bir adımı atacak bacaklarımda derman ne yazık ki kalmamıştı.

İçeri girdiğimde ona ne söylemeliydim?

Sonuçta beni hiç görmemişti. Beni görse bile tanıyamazdı ki. Bir anda karşısında çıkıp 'Ben Batuhan, seni 3 yıldır uzaktan izleyen ve sana âşık olan adam benim' mi diyecektim?

Bu cümlenin yarısında bayılırdım ki ben.

Gözlerimi sımsıkı yumdum. Öncelikle geçmişte yaşadığım kötü olayları ona anlatmalıydım. Senden bu yüzden kaçtım, bu yüzden karşına çıkamadım. Özür dilerim demeliydim. Bayılmadan önce bunların hepsini ona anlatmalıydım ama bunu yapabilir miydim bilmiyordum.

Derin bir nefes alırken yumduğum gözlerimi açtım ve sertçe yutkundum.

Kalan son bir adımı titreyen dizlerime aldırmadan aşarken elimdeki anahtarı kapının kilidine yerleştirdim. Kilitli olan kapının kilidini açıp içeri girerken bakışlarım zemindeydi.

İçeri girip kapıyı arkamdan kapattığımda odanın sessiz oluşu dikkatimi çekmişti.

Onun odada olmama düşüncesiyle başımı hızla yerden kaldırdığımda biri düzeltilmiş biriyse oldukça dağınık olan iki yatağı gördüm.

İşin kötüsüyse iki yatakta boştu.

Emir'in odada olmadığını düşünerek hüsrana uğrarken omuzlarım düşmüştü ki o an beni bu hüsrandan kurtaran sesi duydum.

Emir'in sesini.

"Akın? Geldin mi?"

Banyo olduğunu bildiğim yerden gelen sesiyle sertçe yutkundum ama konuşamadım. Sesi öyle güçsüz çıkmıştı ki onunda en az benim kadar bitkin olduğunu sesinden bile anlayabilmiştim.

Sessizliğimin ardından banyodan gelen tıkırtılarla nefesimi tutarken odanın kapısının önünde öylece kalakalmıştım.

Sessizlikle geçen birkaç saniyenin ardından duş aldığı ıslak saçlarından belli olan Emir banyodan çıkmıştı.

"Niye ses vermiyor-"

Üzerindeki eşofmanlarla banyodan çıkıp kapının önünde donakalmış bana bakan Emir'in sözleri yarıda kesildiğinde sertçe yutkundum.

Çok güzeldi.

O çok güzeldi.

Emir birkaç saniye boş boş gözlerime baktıktan sonra kaşlarını çattığında kalbimin ortasına sert bir balyoz darbesi indi.

"Sen kimsin?"

***

Herkese merhaba.

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorum olarak benimle paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.

Hepinize şimdiden tüm destekleriniz için teşekkür ederim.

Kendinize çokça iyi bakın.

Yeni bölümde görüşmek üzere...

Geçmişin Yaraları (BxB & Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin