*Birkaç saat sonra*
*Emir'den*
Mezarlıktan çıkmamızın üzerinden saatler geçmişti ve geçen saatlerle beraber artık kendimi tamamen rahatlamış hissediyordum.
Üzerimdeki kasvetli tüm duygulardan ve düşüncelerden arınmış, sanki birkaç saat önce babamı toprağın altına gömmemişim gibiydim.
Bu kez gerçekten babamı tamamen arkamda bırakmayı başarmıştım.
Bakışlarımı akşamın karanlığının çöktüğü denizin üzerinde gezdirirken denizin kenarında birbirleriyle uğraşan arkadaşlarımı görerek gülümsememe engel olamadım.
Mezarlıktan ayrıldıktan sonra hep birlikte bu kumsala gelmiştik ve bir süre boyunca sessizce oturduktan sonra hepimiz sanki önceden anlaşmışız gibi havadan sudan sohbet etmiştik.
Dördümüzde hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam ediyorduk.
Bir süre öylece konuştuktan ve ara ara güldükten sonra Akın'la Oğuz denizin kıyısına gideceklerini söyleyerek Batuhan'la beni yalnız bırakmışlardı.
Batuhan'la yalnız geçirdiğimiz dakikalar boyunca Batuhan'ın konuşmasını beklesem de Batuhan'ın sessiz kalmasından anladığım kadarıyla Batuhan'da benim konuşmamı bekliyordu.
Derin bir nefes alarak denizin tuzlu kokusunu ciğerlerime çektikten sonra bakışlarımı denizin üzerinde gezdirirken konuştum.
"Batuhan..."
Sesimle beraber Batuhan'ın bakışlarının bana döndüğünü hissettiğimde bir kez daha derin bir nefes aldım.
"Efendim Emir'im."
Batuhan'ın şefkat dolu çıkan sesiyle beraber bakışlarımı ona çevirdiğimde Batuhan'ın gözlerindeki ilgili ve meraklı bakışlarla bana baktığını görünce gülümsemekten kendimi alıkoyamadım.
"Artık bitti."
Kısa cümlem Batuhan'ın bakışlarının değişmesine sebep olduğunda başımı hafifçe iki yana sallayarak omuzlarımı silktim ama bunları yaparken bakışlarımı bir an olsun Batuhan'ın gözlerinden ayırmadım.
"Artık bizi üzebilecek hiçbir şey kalmadı Batu'm. Bize gerçekten zarar verebilecek bir babam kalmıştı, şimdi o da gitti."
Söylediklerim Batuhan'ın gözlerindeki ifadenin hüzne dönüşmesine neden olduğunda ve Batuhan üzgünce bana bakmaya başladığında yüzümdeki gülümsemeyi büyüterek omzumu Batuhan'ın omzuna hafifçe vurdum.
"Bakma bana öyle. Göründüğüm kadar üzgün değilim. Hatta..."
Cümlemi yarıda keserek derin bir nefes alırken bakışlarımı önüme çevirerek gözlerimi birbirleriyle şakalaştıkları belli olan Akın'la Oğuz'un üzerinde gezdirdim ve onların bu görüntüsüne karşılık kocaman gülümserken konuşmaya devam ettim.
"Hatta aslında oldukça rahatlamış hissediyorum kendimi. Sanki uzun süredir taşıdığım bir yükten kurtulmuş gibiyim. Üzerimdeyse o yükten kurtulmuş olmanın verdiği bir sersemlik var sadece."
Nefesimi seslice dışarı verdikten sonra bakışlarımı tekrar Batuhan'a çevirerek bir kez daha omuzlarımı silktim.
"İsterdim ki babam hak ettiği cezayı çektikten sonra ölsün ama... Ama şu saatten sonra yapacak hiçbir şey yok. Olan oldu, biten bitti, ölen öldü, giden gitti. Hesaplaşmalarsa ahirete kaldı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Yaraları (BxB & Yarı Texting)
Teen Fiction(TAMAMLANDI.) (Bazı bölümler +18 cinsellik ve küfürlü sahneler içermektedir...) *** "Benim en güzel yansımam senin gözlerindeki yansımam olduğundan beri aynaya bakmamın hiçbir anlamı kalmadı ki Emir'im." "Bendeyse işler biraz karmaşık." "Neden peki...