Tamamlandı ✓
SİYAHIN ESİRİ SERİSİNİN 2. KİTABI
❝Elleri bedenimde ki gücünü kaybederken korku ile ondan ayrıldım ve ellerimi yanaklarında yara olduğundan dolayı boynunun iki yanına koyup korku ile ismini fısıldadım. "Savaş Mir.." Gözleri yarım bir şe...
Kalbim öyle bir atıyordu ki hiç bir şey hissedemiyordum. Bakışlarım boşluktaydı ve titreyen ellerim masanın altında eteğimle oynuyordu. Demek bu böyleydi. Savaş kendini öldürdükten sadece bir kaç gün sonra beni öldürmüştü. Gözlerimde büyük bir yanma hissi oluşurken bakışlarımı boşluktan çekmeden mırıldandım. "Ölmüş mü bari o da?"
Ortamda büyük bir sessizlik oluşurken Savaşın elimi tutması ile önce beynimin karıncalanmasına neden olan keman sesini duydum, ardından ise Savaşın sevgi dolu sesini duydum. "Bu olayı biliyordu fakat etkileneceğini bildiğim için kızın durumundan bahsetmemiştim." Bakışları beni bulurken "Biraz hava almak ister misin hayatım?" Diye mırıldandı.
Bakışlarımı Savaşa çevirdiğimde elimi tutan elini sıkıca tuttum ve olumlu anlamda başımı salladım. Adam karısının yerli yersiz konuşmasından rahatsız olmuş olacak ki konuştuğunda bunu demesinin asıl nedeninin Savaş olduğunu anlamıştım. "Kusura bakmayın Adele düşünmeden konuştu."
Adama önemli değil der gibi başımı sallarken Savaş sert bir bakış yolladı ve direk bakışlarını bana çevirip ayağa kalktı. Yanıma geldiğinde narince bana yardımcı oldu ve adamın konuşmasına başını salladı. "Terasta devam edebiliriz"
Savaş bir elini belime koyup beni kolunun altına aldığında beraber terasa doğru adımlamaya başladık. İkilinin bakışları üzerimizdeyken Savaş bunu önemsemeden ilemeye devam etti ve elini yanağıma koyup ciddiyetle mırıldandı. "İyisin değil mi?" Ona gülümsemeye çalışırken elini tuttum ve elini yanağıma bastırırken olumlu bir mırıltı çıkarttım. Beraber terasa çıktığımızda koca şehrin manzarası ile huzurlu bir nefes aldım.
Savaş'ın bakışları sadece bendeyken ona doğru döndüm ve başımı göğsüne yaslayıp bakışlarımı manzaraya çevirdim. Başını boynuma indirip "Harikasın biliyorsun değil mi?" Diye mırıldandığımda başımı ona doğru kaldırdım ve dudaklarımda ki eksik gülümseme ile kollarımı boynuna dolarken konuştum. "Yalan söyleme konusunda mı?"
Yüzünde sıkıntılı bir ifade oluşurken dudaklarını anlıma bastırdı ve "Hayır.. benim olduğunu belli etme konusunda.." Diye mırıldandı. Kalbim büyük bir hızda atarken ona daha sıkı sarıldım ve belimde ki ellerinin beni kendine çekmesine izin verirken gözlerimi kapatıp anlımı boynuna yasladım. Savaştan nefes sesine benzer bir gülme sesi gelirken yüzümde tebessüm oluşmasına neden olacak şekilde mırıldandı. "Benim güçlü pandam.."
Bana bunu ilk söylediği gün aklıma geldiğinde dayanamadım ve ağzımdan bir kıkırtı kaçmasına izin verdim. Tam boynuna bir öpücük bırakacağım sırada gelen seslerle ikilinin geldiğini anladığımda Savaşın boynunda ki kollarımı çözdüm ve kolunun altına girip arkasından beline sarıldım. Savaş sessizce "Tam zamanında" diye homurdandığında dudaklarımdan bir kıkırtı daha kaçtı ve yanımıza ellerinde ki içkilerle gelmelerini izledim. Savaş yanımda olduğu sürece her ne olursa olsun moralim bozulamıyordu.. Öyle biriydi ki bir bakışı dik durmama neden oluyordu.
