Tamamlandı ✓
SİYAHIN ESİRİ SERİSİNİN 2. KİTABI
❝Elleri bedenimde ki gücünü kaybederken korku ile ondan ayrıldım ve ellerimi yanaklarında yara olduğundan dolayı boynunun iki yanına koyup korku ile ismini fısıldadım. "Savaş Mir.." Gözleri yarım bir şe...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Medya: Bölümden Kesitler..💫 - Esinin kıyafeti için (hayalperestbirisi_00) Instagram hesabında ki story 'e bakabilirsiniz..
❄️
Sanırım bu gün öldüğüm gün olacaktı. Kalbim delice atarken Savaşın sesini duydum. "Bir şey değildir ya.. Hem bütün önlemler var. Dert etme sen" Savaş anlamıştı! İşte bu çok kötüydü! Şimdiden öyle bir utanıyordum ki.. Eğer savaş anlamamış olsaydı kesinlikle Parstan önce gelir ve bakardı.
Pars ağzından bir kaç mırıltı çıkartıp "Öyle olsun bakalım.." diye mırıldandığında gelen ayak sesleri ile rahat bir nefes aldım. İkisi de çıkıyordu. Olduğum yerde rahat bir nefes alırken kesilen ayak sesleri ile çıkacağım sırada yeniden gelen ayak sesleri ile içimden daha önce etmediğim küfürleri kendime savurdum. Gerçekten de yaptığım şey çok ayıptı.. Ama muhabbet de sarmıştı..
Bir kaç saniye sonra savaşın olduğunu ayak seslerinden anlarken merdiven boşluğuna aynen benim gibi girmesi ile olduğum yerde öylece durmaya başladım. Nefesimi tutmaya başlarken Savaşın ses çıkartmadan merdiven boşluğunda yere oturması ile alt dudağımı ağzımın içine yuvarladım.
"Bence kendi özgür iradenle çıkman senin için çok iyi olacaktır.." Savaşın sessiz olmaya çalışarak bunu demesine karşı ağzıma kanın metalik tadı dolarken dudağımı kanattığımı anlamıştım. Sessizce boğazımı temizleyip sanki hiç bir şey yapmamış gibi birden doğrulduğumda normal bir şey yapmışım gibi ellerimde ki tozu sirkeledim ve üzerimi düzelttim.
Savaş benim hareketlerimi dikkatlice izlerken aynen benim gibi sahte bir otorite ile üzerimi temizlediğime emin olmuş olacak ki kollarını hafifçe açtı ve "Gel şimdi bana" diye mırıldandı. Bana kızacağını düşünürken yüzünde ki bu ifade ile az da olsa korkarak yanına doğru dizlerim üzerinde yürümeye başladım.
Utançtan kaçacak delik ararken Savaşın yanına geldiğim an beni kucağına doğru çekti ve başını boynuma gömüp "Ne yapacağım seninle.." diye mırıldandı. Kalp atışlarım yavaşlarken kucağında rahat bir oturum kazandım ve sessiz kalmayı tercih ettim. Sırtımda ki elini daha rahat bir hale sokup beni kendine çekerken bir kez daha konuştu. "Dua et ki özledim.. Yoksa çok sinirliyim.."
'Sinirliyim..' derken o kadar yumuşak demişti ki dudaklarımda hoşuma gittiği için ufak bir tebessüm oluştu ve saçlarımı sırtıma atmasına izin verdim. Ona bu olayı kaynatmak için fazlasıyla sessiz bir şekilde "Bende özledim.." diye mırıldandığımda başını boynumdan çekti ve beni omzuna yatırırken "Ben kaşındım.." diye mırıldandı. Evet aptal adam! O kaşınmıştı!
Aklıma gelen şey ile kalkmak için bir hamle yapacağım sırada beni tuttu ve hayal kırıklığına uğramış kadar masum bir ifade ile "Nereye?" Diye sordu. Ona kötü olmaya çalıştığım bir bakış atarken "Uykum geldi gideceğim" diye söylendim. Savaşın gözlerinde olumsuz bir ifade oluşurken günün ve dünün yorgunluğu ile beni sıkıca sardı ve gözlerimin içine yumuşacık bir ifade ile bakarken başını arkasında ki duvara yaslayıp konuştu. "Biraz daha kalsan.."
