Tamamlandı ✓
SİYAHIN ESİRİ SERİSİNİN 2. KİTABI
❝Elleri bedenimde ki gücünü kaybederken korku ile ondan ayrıldım ve ellerimi yanaklarında yara olduğundan dolayı boynunun iki yanına koyup korku ile ismini fısıldadım. "Savaş Mir.." Gözleri yarım bir şe...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Medya: Bölümden Kesitler 💫
❄️
Başını göğsümde hareket ettirip yüzüme baktığında anlında ki soğuk terleri elimi anlına koyarak silerken bakışlarımı direk gözlerine indirdim ve "Telefon.." deyip sustum. Kelimeleri bir araya getirebilecek gücü kendimde bulamazken bende ki telefonu çamurda kaybettiğim için Savaşa sordum. "Sende ki telefon..?"
Savaş gözlerini açmaya çalışırken karanlıktan sadece yüzünde ki belirli yerleri görebiliyordum. Bana tepki vermeye çalışırca bakarken dudaklarımı anlına bastırdım. Ondan ayrıldıktan sonra gözlerini açtığını gördüğümde gözlerimde ki yaşlara inat gülümsedim ve "Cebinde mi?" Diye sakince sordum.
Banayutkunmaya çalışarak bir tepki verdiğinde gözlerini kapattı. Bunu olumlu anlamda anlamak isterken bu sakinliğine karşı ellerim titreyerek başını göğsümden ayırdım ve pantolonun cebine elimi götürüp tek seferde telefonu buldum. Telefonun ekran ışığını açtığımda Savaşa sorarca baktım ve "Numara?" Diye sorarca mırıldandım. Gözlerini zorlukla açıp telefonu elimden aldığında bir numarayı tuşladı ve bana verdi. Ardından ise sadece "Barış.." deyip gözlerini kapattı.
Telefonu kulağıma götürdüğümde başını göğsüme koydu ve yeniden sıkıca sarıldı. Telefon ilk çalışta açıldığında Barışın bitmiş, tükenmiş sesi ile irkildim. "Kimsin?" Sesimin titremesini umursamadan "Barış.." dediğimde Barış birden büyük bir küfür savurdu ve büyük bir afallama ile ismimi söyledi. Savaşı merak etmiş olduğunu düşünürken tam Savaşı da söyleyeceğim sırada konuştu. "İyisin değil mi? Bir şeyin yok..?"
Bu endişeli tavrına karşılık ağzımdan ufak bir hıçkırık kaçarken sadece "Savaş yaralı.." deyip sustum. Endişe ile evdekilere seslenirken kısa süre sonra büyük bir korku ile "Neredesiniz..?" Diye sordu. Bakışlarımı Savaşa çevirdiğimde susuzluktan yutkunmaya çalışırken "Konum.." deyip sustu. Barışa derin bir nefes alıp "Atacağım birazdan mesajla" dediğimde hemen geleceğini söyleyip tahminlerime göre evden çıkmıştı.
Oksijenimizin tükendiğini hissederken nefesimi tutmaya başlamıştım. Telefonun çekmesini umarak savaşın girdiği numaraya konum attığımda gittiğini görmemle derin bir nefes aldım ve Savaşın da rahatlamasını isteyerek "Birazdan gelirler.." diye mırıldandım. Soğuktan üşümüş yüzünü boynuma saklarken gözlerimi sıkıca kapattım ve hıçkırarak ağlamamak için kendimi sıktım.
Bedenim kaskatı kesilirken Savaş sanki bunu anlamış gibi konuştuğunda az da olsa kendimi rahat bıraktım. "Sakin ol.." Sesini duymak bana iyi gelirken yavaş yavaş nefes almaya çalışıyordum. Zira oksijenimiz iyice tükenmişti.
Neredeyse yarım saat geçmiş ve bedenimde ki bütün güç kesilmişti. Nefes almakta zorluk çekiyordum. Soğuktan buz kesen parmaklarımı zorlukla Savaşın saçlarının arasına daldırırken Savaş iyice hareketsizleşmişti. Göz yaşlarım yavaş yavaş akarken onun bu hareketsizliği beni korkutuyordu.