❄️13.Bölüm❄️

5.1K 620 193
                                    

Medya: Bölümden Kesitler 💫

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya: Bölümden Kesitler 💫

❄️

Yeşim Özer'e İthafen.. ❤️

İlerleyen dakikalarda Savaş eline zehirlerinden bir tanesini aldığında bütün keyfim kaçmıştı. Çünkü o kadar çok içiyordu ki kendine zarar veriyordu. Üçüncü şişesini açmak için eğilirken ona doğru döndüm ve ismini mırıldandım. "Savaş.." Arkasına yaslanırken beni sıkıca sardı ve göğsüne çekerken bir mırıltı çıkarttı. "Hı?"

Şişe olan elini tutarken "İçme şunu.." diye mırıldandım. Bakışlarını yüzümden çekip televizyona çevirirken hiç bir şey demedi ve elinin üzerinde ki elimi umursamadan içti. Ona görmese bile sert bir bakış atarken bakışlarımı televizyona çevirdim.

Yaklaşık bir buçuk saat geçerken Savaşın sarhoş olmadığını bilsem de kendimi kötü hissediyordum. Sanki şimdi biri gelse hiç bir şey yapamayacağını görür gibiydim. Sınırı fazlasıyla aşmıştı. İçmek için değil de sanki bile isteye beynini uyuşturmak için içiyordu. Normal insanlar bunu böyle yapsa da Savaş için bu her zaman böyle değildi.

İçimde bir korku oluşurken elimi karnına koydum ve bakışlarının beni bulmasını sağladım. Ona içimde ki korkuyu gizlemeden bakarken konuştum. "Daha fazla içmesen mi? Zarar veriyorsun kendine.. Hem.." Cümlemin devamını getirmek istemezken zorda olsa devam ettim. "Savunmasız durmak sana göre değil ki"

Bakışlarında hiç bir değişiklik olmazken çok geç olduğunu anlamıştım. Evet sarhoş değildi ama zihni de pek yerinde değildi.. Elini yanağıma koyup bana yaklaşırken konuştu. "Bence fazla konuşma sen.." Bakışları dudaklarımdayken devam etti. "Ya sessiz sedasız otur, ya da.." Başı ile diğer koltuğu işaret etti ve tamamladı. "Diğer koltuğa geç.."

Kalbim hızlı bir şekilde atarken ona inatla baktım ve elinde ki şişeyi diğer tarafa bırakırken ona sıkıca sarılıp anlımı boynuna yasladım. Savaş benden uzaklaşmaya çalışıp başını koltuğun sırtına yasladığında mırıldandım. "Bir kere vazgeçsen şu inadından!" Başını kaldırıp bakışlarını yüzüme indirirken korkmamı gerektirecek şekilde konuştu. "Bir kere sözümü dinlesen.."

Ne olduğunu anlamazken dudakları ile dudaklarımı kapattı ve uyarısında ne kadar ciddi olduğunu ispatladı. Normalde olsa bu durumda korkmazdım fakat şuan hiç bir şey normal değildi. Kalbim korku ile atarken ondan ayrılmak için bir hamle daha yaptım. Fakat izin vermedi. Ondan ayrılmaya çalışmak benim aleyhime olduğunu anladığım an tepkisizce dururken dudakları önce ufak bir kıvrım kazandı ardından ise beni yavaşça bıraktı.

Eli hala yanağımdayken az önce tamamlamadığı sözünü ciddiyetle tamamladı. "Böyle olmayacaktı.." Ondan ayrılacakken beni son kez tuttu ve devam etti. "Şimdi usluca oturacaksan otur. Eğer uslu durmayacaksan da uzaklaş.." Gözlerinde gördüğüm ciddiyet beni ilk defa bu kadar korkuturken yanağımda ki elini bıraktı ve şişesine bir kez daha uzanmadan bakışlarını televizyona çevirdi. Sessizce yanında otururken bir kez daha konuşmama kararı aldım.

SİYAHIN ESİRİ | RavenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin