2

10.7K 441 19
                                    


Ebruli, içeriye adımını attığı anda, gözüne ilk olarak tam karşısındaki pencerenin önünde duran çiçek saksıları ilişti.İçlerinde toprak olmasına rağmen, üzerlerinde herhangi bir bitki veya çiçek görünmüyordu.Sonra, bakışlarını büyük maun çalışma masasının arkasında oturan kadına doğru çevirdi.

Şahika Hanım'ın yayınlanmış bütün kitaplarını okumuştu.Zaten kitapları piyasaya çıktığında mutlaka "en çok satanlar" listesinde yerini alırdı. "Bir gün onun kadar iyi romanlar yazabilir miyim" diye hayaller kurarken, şimdi, tam karşısında durmuş, onunla tanışma, belki de; birlikte çalışma imkanı yakalamıştı.Yüzüne dikkatlice baktığında; fotoğraflarından biraz daha farklı göründüğünü düşündü.

Sarı saçlarını başının üzerinde topuz şeklinde toplamış, kırmızı, büyük çerçeveli bir gözlük takmıştı.Gözlerinin çok açık yeşil olduğunu biliyordu.Bu gözler, bakınca insanı derin bir boşluğa düştüğünü hissettirecek kadar tuhaf bir renkti..

Kadın onu görünce; gözlüklerini biraz aşağı indirerek onu dikkatlice inceledi.Sonra dudakları biraz alaycı bir gülümsemeyle kıvrılarak,
-Uzun boylu kadınları hiç sevmem, hele ki; sizin gibi genç ve güzelse...
dedikten sonra ayağa kalkarak masanın yanında duran küçük konsolun üzerindeki gramofona bir plak yerleştirdi.

Ebruli, kadından hiç beklemediği bu sözler karşısında bir anlık şaşkınlık yaşasa da; kendini çabucak toparlayarak,
-Safiye Ayla..."Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin" dedikten sonra
Şahika Hanım'a bakarak,
- Mesela böyle muhteşem bir sesin sahibi olan efsane sanatçının yüzüne bakılarak hep çirkin olduğu söylenmiştir.Halbuki; doğada güzellik ve çirkinlik o kadar içiçe geçmiştir ki; ancak çok derin ruhlar gerçeğini seçebilir,

O'nun söyledikleri karşısında kadının yüzünde bir hayret ifadesi belirdikten sonra, ellerini yavaş yavaş birbirine çarparak alkışlamaya başladı.
-Çok enteresan, nedense sevdim seni...zeki ve hazırcevapsın, günümüzdeki yeni yetmeler gibi değilsin ...adın ne? diye sordu.
-Ebruli efendim,

Kadın onun ismini duyunca başını sallayarak,
-Değişik bir ismin var ama yakışmış sana.Ben de Şahika. Gerçi, buraya iş görüşmesi için geldiğine göre, ismimi ve ne iş yaptığımı da biliyorsundur.

Sonra bir defter çıkarıp onun önüne doğru atarak,
-Programımın detayları burada yazılı, ister bilgisayarına aktar, istersen de benim gibi eski usul bir not defteri kullan sorun değil, benim teknolojiyle aram iyi değil pek.Öğleden sonraları gelip geç saatlere kadar çalışman hatta, bazı geceler burada kalman gerekebilir, bu koşullar uyar mı sana?

Ebruli'nin hiç düşünmeden,
-Evet, demesi karşısında dikkatlice ona bakarak,
-Ücreti hiç sormadığına göre ya çok zengin, ya da idealist bir budalasın ama, kıyafetlerine bakınca ilk şıkkı hemen eledim.Neyse; ona da çalışmana göre sonra karar veririz tamam mı?

Ebruli,
-Olur, sorun değil dedikten sonra masadaki not defterini aldı.
Kadın dışarıya doğru,
-Kevser, diye seslendi, kız içeri girince de,
-Ebruli Hanım'a odasını göster, diyerek talimat verdi.

Ebruli, Şahika Hanım'a başıyla selam verdikten sonra odadan ayrıldı.
Kevser, suratı asık bir şekilde tam karşıdaki odanın kapısını açarak,
-Burası, diyerek kenara çekildi.

Ebruli, tahmininden büyük olan odaya girince; onu tavana kadar uzanan rafları dolu bir kitaplık karşıladı.Dikkatlice bakınca, kitapların alfabetik sıraya göre dizilmiş olduğunu fark etti.Pencerenin önünde bir çalışma masası, iki koltuk ve bir de sehpa yer alıyordu.
Kevser saygılı bir şekilde,
-İçmek istediğiniz bir şey var mı? diye sordu.
-Çay varsa çok iyi olur...
-Tamam yeni demlemiştim zaten, dedikten sonra sesini alçaltarak,
-Şahika Hanım çok çay, kahve içer, üstelik, çayı da hep taze ister, onun için günde beş demlik yapıyorum zaten.
Ebruli gülümseyerek,
-O zaman, sana zahmet bir bardak da ben alayım.
Kevser'in neşesi yerine gelmiş gibi kikirdiyerek,
-Sen Şahika Hanım'ın daha önce çalıştığı kızlara hiç benzemiyorsun, yani nasıl desem, samimi ve tatlı bir kızsın.

Ebruli onun bu sözleri karşısında mütevazı bir şekilde,
-Teşekkür ederim, deyince,
Kevser,
-Hemen getiriyorum, diyerek odadan çıktı.

O çıkınca, Ebruli elindeki not defterini masanın üzerine bıraktı.Sonra, çantasındaki dizüstü bilgisayarını çıkararak açtı. Defterin sayfalarını aralayıp programa göz attığında, büyük bir şaşkınlık yaşadı.

ASLAN'IN İNİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin