Aslan, arabanın yönünü sahil yoluna çevirerek, Dragos istikametine yöneldi.Aklında bir çok soru olmasına rağmen, bunları Ebruli'ye sormaya cesaret edemiyordu.Aralarındaki tuhaf sessizliği dağıtmak için radyonun düğmesine dokundu.O anda, Ebruli başını arkaya yaslayarak, arabaya dalga dalga yayılan şarkıya mırıldanarak eşlik etmeye başladı.
Ne yükseklerde gözüm var, ne para pulda,
Bir tek sen mühimsin, aşk sen hayatımda,
Tahammülüm yok, gözlerinde
bir damla yaşa kıyamam,
Ne hasret biter bu yolda, ne sevdam sana,
Bir tek sen emirsin, aşk emir hayatımda,
İtirazım yok, ateş bu değmesin sana kıyamam,
Sen başıma gelen, en az, en çok hatalarım,
Ah sen,
Herşeye rağmen, bana sevap günahlarım,
Sen, geceler boyu buram buram yandığım,
Ah sen,
Kokuna hasret, uykularla dalaştığım,Ebruli şarkıyı söylerken, sevgiyle onun yüzüne bakıyordu.Aslan, onu dinlerken, hayatında hiç hissetmediği kadar mutlu olduğunu düşündü.Aylar sonra Ebruli, kendi isteğiyle onun dünyasına girmeyi kabul etmişti.Aralarında oluşan bu büyünün bozulmaması için konuşmaya dahi cesaret edemiyordu.Sadece, bir gülümseme yerleşmişti yüzüne, sabaha kadar arabada bu şekilde onun mutlulukla mırıldandığı şarkıyı dinlemeye razıydı.
Evin otoparkına girince Ebruli, arabanın bagajından içinde yedek kıyafetinin bulunduğu çantayı aldı.
İçeriye girdikleri anda, ikisi de tuhaf bir sersemlik içinde buldular kendilerini.Gecenin ıssızlığında, kulaklarındaki kalp seslerinden başkasını duyamayacak kadar heyecanlıydılar.Aslan,
-Evime hoşgeldin, ilk gelişinde, seni ağırlama şansım olmamıştı, hatta hoş olmayan bir anı bıraktı maalesef sende.Ebruli, ona bir adım yaklaşarak,
- Önemli değil, ben, seni biraz daha anladım, sen, aslında omuzlarında büyük bir sorumluluk taşıyorsun.Bu kadar insanı memnun etmek gerçekten yorucu, şirketin için, orada çalışanlar için biraz da mecbursun, bu hiç kolay iş değil.Aslan ona yaklaşıp sarılarak,
-Beni anladığın için teşekkür ederim, bu akşam için de, çok teşekkür ederim.Şirketin tüm davetlerinde annem de eşlik ederdi bana.Bu akşam sen onun yokluğunu hissettirmedin ve mükemmel evsahipliği yaptın.Ebruli,
-Keşke annen de aramızda olabilseydi, deyince,
Aslan hüzünlü bir sesle,
-Keşke... diye cevap verdi.Ebruli,
-İzin verirsen üzerimi değiştirebilir miyim? diye sorunca,
Aslan hemen,
-Burayı kullanabilirsin, diyerek, bir odanın kapısını açtı.Ebruli odaya geçerek üzerini değiştirdikten sonra, yüzündeki makyajı temizledi.Yeniden dışarıya çıktığında, Aslan'ın da üzerini değiştirmiş olduğunu fark etti.
Aslan, elinde iki bardak ile yanına gelerek,
-Soğuk bir şey içmek isteyeceğini düşündüm.Ebruli, başını sallayarak,
-Çok iyi olur, deyince
Aslan elindeki bardağın birini ona uzattı.Yanına oturduğunda, Aslan kolunu dolayarak onu kendine doğru çekti.Ebruli başını onun koluna yaslayınca, bir süre öylece kaldılar.O anda, aralarında güçlü bir çekimin onları sımsıkı bağladığını hissediyorlardı, artık onlar susuyor aşk konuşuyordu...
Aslan, saçlarını okşarken, elini onun yüzüne götürerek,
Sevgilim, en çok o güzel yüzünü öpmek istiyorum.Belki küçükken çektiğin o acıları unuttururum sana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN'IN İNİNDE
RomanceGenç bir yazar adayı olan Ebruli'nin yolu ünlü yazar Şahika Tecer ve oğlu Aslan'la kesiştiğinde geçmişten gelen sırların kahramanı olacağından haberi bile yoktu.Bu karşılaşma bir tesadüf müydü?Yoksa herşey bir planın parçası mıydı? Ya da acı dolu...