Ebruli, o gece hemen hemen hiç uyuyamamıştı.Çünkü, ona bir şey anlatmasa da yatağında dönüp durmasından Neşe'nin de uyuyamadığını biliyordu.Dün eve dönerken, bir kaç kez sözlerinin nedenini sorsa da, tek bir kelime dahi alamamıştı ağzından.
Uyuyamayınca, erkenden kalkarak, çayı demleyip kahvaltıyı hazırladı.O sırada, kalkan Nazife mahmur gözleriyle ona bakarak,
-Bugün pazar, neden biraz daha uyumadın ki kızım? diye sordu.Ebruli, dün mevlitde olanları ve akabinde Neşe'nin yaşadığı üzüntüyü ona anlatamayacağını biliyordu.Aksi halde, sinirlenip, üzülerek olası bir sorun yaşayabilirdi.Bunları düşünerek,
-Bugün anneler günü ya, kendi ellerimle sana kahvaltı hazırlamak istedim,Nazife masaya otururken,
-Sağol canım benim, ölsem de gam yemem artık,-Aman anne ağzından yel alsın, Allah uzun ömür versin sana,
-Sağol bir tanem size de inşallah, dedikten sonra, biraz kısık bir sesle,
-Neşe kalkmadı mı daha? diye sordu.-Yok uyuyordu daha, bırakalım da uyusun çok yoruluyor sürekli ayakta, bütün gün insanların nazlarını çekiyor.
Nazife başını sallayarak,
-Doğru diyorsun, dün akşam soramadım nasıldı mevlüt, kalabalık mıydı?-Öyleydi, Allah kabul etsin.
-Ben de bir ara uğrarım Sabriye Hanım'a, deyince Ebruli "tamam" anlamında başını salladı.
Nazife kahvaltısını ettikten sonra kızlarının hediye ettiği bluz ve yeleği giyerek,
-Aysel ablan kahveye çağırdı, bir varıp geleyim bari, diyerek çıkmıştı evden.Ebruli annesinin arkasından bakarken, küçücük şeylerle bile mutlu olabildiğini düşünüyordu.
O sırada, telefonu çaldığında, Meryem'in aradığını görünce,
'-Günaydın Meryem'cim diyerek açtı.Meryem'de,
-Günaydın, dedikten sonra kusura bakmayın böyle pazar pazar sizi rahatsız ediyorum ama,-Önemli değil canım yoksa yine Şahika Hanım'a,
Meryem telaşla,
-Yok yok o iyi, biliyorsunuz bugün anneler günü, akşam üzeri Aslan Bey gelecek ziyaretine malum kutlamak için, fakat...-Başka bir sorun mu oldu.?
-Şöyle ki., benden bir sürü yemek istedi, hepsi de Fransız mutfağından.Tarifleri de yabancı dilde böyle volavanlı molanlı bir şéyler, internetten baktım yapımları da zor, ben bunları yapmayı bilmiyorum deyince kızdı bana.O zaman Ebruli'yi ara, gelip sana yardım etsin dedi.
Ebruli şaşırmıştı.Fakat bütün bunlara alışması gerektiğini biliyordu.Şahika Hanım'ın olanlardan sonra, mutlaka bir hamle yapacağını tahmin ediyordu zaten.Fakat ona karşı artık hiçbir çekincesi yoktu.Zira, Aslan'la arasında onun korktuğu gibi bir durumun olmadığını ve olamayacağını anlamasını sağlamak zorundaydı.
-Anladım canım, o zaman öğleden sonra gelip sana yardım ederim, merak etme,
Meryem sevinçle,
-Ay sağolun Ebruli Hanım, var ya Hızır gibi yetiştiniz, o zaman bekliyorum sizi.
Ebruli,
-Görüşürüz, diyerek telefonu kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN'IN İNİNDE
RomanceGenç bir yazar adayı olan Ebruli'nin yolu ünlü yazar Şahika Tecer ve oğlu Aslan'la kesiştiğinde geçmişten gelen sırların kahramanı olacağından haberi bile yoktu.Bu karşılaşma bir tesadüf müydü?Yoksa herşey bir planın parçası mıydı? Ya da acı dolu...