Aslan, yükselen sesi nedeniyle diğer masadakiler dönüp onlara baktığında, sesini alçaltarak,
-Özür dilerim, deyince,Ebruli, başını önüne eğerek,
-Asıl sen kusura bakma, karışmamam gereken bir konuda fikir beyan ettim.Aslan canı sıkkın bir şekilde,
-Ben, onu asla affedemem.Senin de bunu böyle bilmeni istiyorum, bir daha bu konuyu açmazsan sevinirim.-Peki...
Az önce mutluluk içinde yemek yedikleri masaya, şimdi, Hicran'ın gölgesi düşmüştü.
Aslan kibarca,
-Yemeğin bittiyse kalkalım mı? diye sorunca, Ebruli, başını sallayıp,
-Olur, diyerek ayağa kalktı.Arabaya binip, yol almaya başladıklarında saat dokuzu geçiyordu.Aslan, ona dönerek, içten bir sesle,
-Ebruli ...bu akşam benim evime gidelim mi? diye sorunca şaşırmıştı Ebruli,Bir an, ne diyeceğini bilemeyip, suskunlaşınca, Aslan,
-Yani yanlış anlama, hiç başbaşa kalıp, vakit geçiremiyoruz.Ben çok yoğunum, sen de öylesin, hiç olmazsa, birkaç saat başbaşa kalmak istiyorum seninle.Biliyorum senin katı kuralların var bu konularda.Ben saygı da duyuyorum fakat, biz birbirimize sevgimizi nasıl ifade edeceğiz.Daha seni... bir kere... öpmeme bile izin vermedin.Yani, ikimiz de çocuk değiliz ki artık.Ebruli başını eğerek,
-Haklısın, ben bu konularda biraz tutucuyum.Seni sevmediğimden değil, belki zamanla...Aslan, sinirlenmişti,
-Hangi zamanla Ebruli?Böyle şeyler zorlamayla, planlamayla değil, kendiliğinden çiftlerin birbirine duyduğu aşkla, sevgiyle olur.Ebruli de sinirlenmişti,
-O zaman sen birlikte olduğun bütün kadınları aşkla mı sevdin? Erkekler için bu işler basitken, biz kadınların üzerine namus yükünü yükleyivermiş toplum.Lütfen beni birlikte olduğun diğer kadınlarla da karşılaştırma, herkesin kendi ölçüleri olabilir.Aslan,
-Anlaşıldı, senin fikrin değişmeyecek, umarım..bu durum aramızda büyük sorunlara yol açmaz.Ebruli "büyük sorunlar" derken onun ne demek istediğini anlayamamıştı.Kırgın bir şekilde,
-Bu yüzden benden ayrılmak istersen, seni anlayışla karşılarım, deyince Aslan, hiç ses çıkarmamış, sadece, başını iki yana sallamakla yetinmişti.Fakat, asılan yüzünden onun, ilişkilerinin bu boyutundan hiç memnun olmadığını anlamıştı Ebruli...
...Neşe, annesiyle konuşunca biraz rahatlamıştı.İşyerine giderken, onun dediği gibi, bir kaç kere düşmüş olsa da, kalkıp yeniden kendi yolunda cesaretle yürümek istiyordu.Dükkana gelerek, anahtarıyla kapıyı açrı.Her zaman o, müşterilerden önce kendi saçını ve makyajını yapardı.O'nu görenler her zaman çok temiz ve bakımlı olduğunu söylerlerdi.Kendisini aynada gördüğü zaman, hoş bulmak isterdi ki, müşterilerne de pozitif enerji verebilsin.
Saçını ve makyajını tamamladıktan sonra, aynadaki görüntüsüne bakarken,
-Ne kadar üzgün olsam da, hayatıma yeni bir sayfa açmak için gayret göstermeliyim, diye mırıldandı.O sırada, çalan cep telefonunun ekranında bilmediği bir numarayı görünce tereddütlü bir şekilde,
-Alo, diyerek açtı.
Karşıdaki heyecanlı ses,
-Neşe ben Seyhan deyince Yavuz'un onu geçenlerde ziyarete gelen ablasının aradığını anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN'IN İNİNDE
RomanceGenç bir yazar adayı olan Ebruli'nin yolu ünlü yazar Şahika Tecer ve oğlu Aslan'la kesiştiğinde geçmişten gelen sırların kahramanı olacağından haberi bile yoktu.Bu karşılaşma bir tesadüf müydü?Yoksa herşey bir planın parçası mıydı? Ya da acı dolu...