Ebruli, aniden sancılanınca apar topar hastaneye gitmek üzere yola çıkmışlardı.Aslan,
-Şimdi doktoru aradım, o da yoldaymış, derken heyecanı yüzünden okunuyordu.Ebruli, çok sancısı olmasına karşın, belli etmemeye çalışarak,
-Aslan, bugün doğum olabilir, biraz erken ama, biliyorsun ikizlerde normal bu, sen hazırladığımız eşyaları getirtirsin, deyince Aslan çok telaşlanmasına rağmen sakin kalmaya çalışarak,
-Merak etme, ben herşeyle ilgilenirim, şimdi önemli olan senin sağlığın.Hastaneye vardıklarında Ebruli'nin tahmin ettği gibi doktor, doğumun başladığını ve acil olarak sezaryen ameliyatıyla bebekleri almak zorunda olduklarını haber vermişti.
Aslan, ameliyathanenin önünde endişeyle beklerken, haberi alan Nazife, Mahmut, Meryem, Neşe ve Yavuz da hastaneye gelmişlerdi.Hepsi merak ve endişe içindeydi ama, Nazife, bir köşede iki büklüm olmuş, kızının ve torunlarının sağlıkla kurtulması için sürekli dua ediyordu.
Az sonra kapıda görünen doktor, doğumun sorunsuz gerçekleştiğini söyleyerek, annenin ve bebeklerin sağlık durumlarının iyi olduğu müjdesini vermişti. Aslan, onu sevinçle kutlayan herkese teşekkür ederken gözyaşlarını tutamadı.
Ebruli, kendine geldikten sonra hastane odasına çıkarılırken, bebekleri de, az sonra yanına getirilmişti.
Bebeklerini muayene eden doktor kilolarının biraz eksik olmasına rağmen, çok sağlıklı olduklarını söyledi.Nazife, Ebruli'ye dönerek,
-Kuzum üzülme, biz onlara gözümüz gibi bakarız, on günde topaç gibi olurlar merak etme,Ebruli, Yavuz'un kucağındaki tombul yeğenine bakarak,
-Hasan Enver'den belli, deyince hepsi gülmüşlerdi onun bu sözlerine.Neşe,
-İsimlerini ne koyacaksınız? diye sorunca Ebruli,
-Aslında, çok düşünmedik oğlana Şahika Anne'min adından esinlenerek Şah ismini düşündük, kıza da... dedikten sonra annesine dönerek,
-Anne, senin ismini anımsatsın diye Naz olsun istedik.Nazife, onun bu sözleri üzerine hem çok memnun olmuş, hem de, duygulanmıştı.
-Biz, bir gün göçüp gidince, annelerinizin isimleri çocuklarınızda yaşayacak inşallah.
O'nun bu sözleri üzerine odadaki herkes çok duygulanmıştı.Nazife, bebeklere yaklaşarak
Oğlumuz kara kaşlı, zeytin gözlü,
Olsun tunç bilekli, doğru sözlü,
Kızımız ipek saçlı, gök gözlü,
Olsun akıllı, temiz yürekli,
Oyy! maşallah ömürleri uzun
bahtları açık olsun inşallah, diyerek dua etti....
Aslan, klinikte aşı olan Şah ve Naz'ı bebek arabasına özenle yerleştirdi. Ebruli ile koridorda yürürlerken, ikisinin de yüzünde sanki mutluluk çiçekleri açıyordu.
Bahçeye çıktıklarında, Ebruli, bir bankta yalnız başına ağlamakta olan bir kadını görünce, içi burularak bir süreliğine gözleri ona takıldı.Kadın o kadar üzgün görünüyordu ki, ayakları istemsizce duraklamıştı.Aslan da durup, onun baktığı yöne doğru bakınca, Ebruli merhamet dolu bir sesle,
-Şu kadın perişan görünüyor kimbilir ne derdi var Allah şifa versin, deyince,
Aslan'ın ağzından istemsizce,
-Hicran bu ...lafı döküldü.Ebruli, şaşırmıştı.O sırada, onlara doğru bakan kadın da, büyük bir şaşkınlık içinde gözlerini Aslan'a dikmiş, öylece bakakalmıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN'IN İNİNDE
RomanceGenç bir yazar adayı olan Ebruli'nin yolu ünlü yazar Şahika Tecer ve oğlu Aslan'la kesiştiğinde geçmişten gelen sırların kahramanı olacağından haberi bile yoktu.Bu karşılaşma bir tesadüf müydü?Yoksa herşey bir planın parçası mıydı? Ya da acı dolu...