45

3.7K 259 5
                                    

Ebruli,
-Ayhan...olmasaydı...abim bugün yaşamıyor olabilirdi...o yüzden...sadece minnetarım ona...

Aslan,
-Anladım...dedikten sonra ellerini yavaşça çözüp, onu kendisine doğru döndürerek,
-Senden...çok hoşlandığımı...biliyorsun değil mi? diye sordu.

Ebruli'nin yüzü kızararak,
-Biliyorum... ben de... senden...fakat,...

-Daha önce ileri sürdüğüm sebepler nedeniyle, bu ilişkinin yürümeyeceği endişesi mi taşıyorsun?

-Evet...

Aslan düşünceli bir şekilde,
-O zaman şimdilik...en azından özlediğimiz zaman birbirimizin yüzünü görmeye söz verelim birbirimize...başka bir şey düşünmeden...plan yapmadan,

Ebruli başını sallayarak,
-Peki...deyince sıkıca sarılmıştı Aslan ona,
O sırada Meryem içeriden,
-Aslan Bey, diye seslenince Aslan onu bırakarak içeriye girdi.

Ebruli, bu itiraftan hem şaşkın, hem de çok mutluydu fakat, yüreğinin bir köşesinde de büyük kaygılar vardı.Beyni ise sorularla doluydu, bu ilşkinin onu çok üzeceği sinyallerini gönderiyordu ama, etkisi altında girdiği büyü o kadar güçlüydü ki...

...

Mahmut yattığı yerde rahat edemeyince ayağa kalkıp, biraz yürümek istedi.Yatağında doğrulunca, onun kalktığını gören Nazife hemen yanına gelerek endişeyle,

-Ne oldu oğlum, bir yerin mi ağrıyor, diye sordu.

-Yok anne sıkıldım yat yat kaç günlerdir uykum kaçtı.

O'nun böyle huysuzlanması karşısında Nazife anlayışlı bir sesle,

-Haklısın oğlum, ama az daha sabret bu haftadan sonra bir şeyin kalmayacak dedi doktor.

Mahmut o sırada konsolun üzerinde gördüğü zarfa bakarak düşünceli bir şekilde,
-Ana...o parayı neden kabul ettin ki ...

Nazife tam ağzına açıp bağıracakken, evde uyuyanlar aklına gelince alçak bir sesle,
-Oğlum biliyon para mara benim umrumda olmaz, lakin burda senin canına kastedildi, dinde bile yeri var kan parası diye, sonra tazminat dedi kadın, hata eden bedelini öder helbet.Ben gene tenezzül etmezdim de, sonra düşündüm, seni kaybetseydik bütün mallarını verseler geri gelebilir miydin, çok paraları var diye sanıyorlar ki, herşey parayla düzelecek.Domuzdan bir kıl kopmuş çok mu?

-Öyle deme ana, iyi insanlardır aslında çok da ekmeklerini yedik,

-Yedik helbet de, bedava mı verdiler alın teri döktük karşılığında...o kızları dışarı gidiyomuş he mi?

Mahmut sıkkın bir şekilde,
-Öyleymiş...beğenmediğimiz para dünyayı döndürüyor be ana, baksana beni yaralayan adamı zengin ailesi bir dakkada uçurdu, Figen desen Amerika'nın yolunu tuttu...gariban Mahmut canıyla cebeşleşmiş, sonra da sanayide ömür tüketecekmiş kimin umrunda...

Nazife onun böyle içlenmesine canı sıkılarak,
-İlahi adalet diye bir şey var oğlum, gün gelir herkes ettiğinin hesabını verir.

-Neden o ilahi adalet bize hep geç geliyor?

-Öyle deme oğlum, geç değildir o, herkesin kendi hatasını anlaması için mehildir...

ASLAN'IN İNİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin