Ebruli, Aslan'ın numarasını bir kaç kez aramasına rağmen, açılmayınca iyice meraklanmıştı.
Hemen Ercan'ı arayarak,
-Ercan., Aslan Bey'in telefonuna ulaşamadım, hâlâ yemekte meşguller herhalde, deyince,Ercan,
-Evet Ebruli Hanım, bir müşteri grubuyla yemek yediler, şimdi bitti, diye yanıt verdi.-Ah öyle mi...iyiyse sorun yok, nasılsa şimdi çağrılarımı görüp, geri arar zaten, ayrıca, sen de söylersin aradığımı...Dragos'a mı gidecek yoksa, buraya mı gelecek, bilgin var mı?
Ercan, biraz tuhaf bir ses tonuyla,
-Efendim...bir arkadaşıyla bara çıktı Aslan Bey...o yüzden...bilemiyorum...
deyince, Ebruli'nin başından aşağıya kaynar sular dökülmüş gibi hissetti. Ercan'ın bahsettiği bu arkadaşı acaba Aslı mıydı?Sakin olmaya çalışarak,
..Bu arkadaş bir bayan mı? diye sorunca, Ercan, biraz çekinerek,-Ebruli Hanım, bunu söylememe bile çok kızacaktır Aslan Bey, o yüzden bilgi veremem, lütfen bağışlayın beni.
Ebruli,
-Ercan nerdesiniz, geçen sefer senin bir sözüne gelmedim mi ben., lütfen söyler misin?Ercan çaresiz bir sesle,
-Ebruli Hanım. görmemeniz gereken şeyler görüp, üzülmenizi asla istemem, o yüzden ne olur ısrar etmeyin deyince, ağlamaya başlamıştı Ebruli,Titreyen bir sesle,
-Ercan...lütfen nerede olduğunuzu söyler misin? diye sorunca, Ercan, biraz sessiz kaldıktan sonra Ebruli'nin ağlamasına dayanamayarak üzgün bir sesle,
-Geçenki yerdeyiz, aynı locada deyince, Ebruli telefonu kapatarak kapıya yöneldi.O sırada içeri giren Meryem, onun bu halini görünce, şaşkınlığa uğramıştı.Ebruli apar topar evden çıkarken,
-Bir işim var, döneceğim, deyince, Meryem arkasından,
-Dikkatli ol canım, gelince seninle konuşmak istediklerim var, diye seslendi.,Ebruli, "olur" anlamında başını sallayıp, merdivenlerden inerek otoparka girdi.Aracına binip Deren Otele doğru yol alırken içinden "ne olur Allah'ım korktuğum gibi bir durumla karşılaşmayayım" diye dua ediyordu.Ebruli, Deren otele vardığında, hemen barın olduğu kata çıkarak, locaya doğru yaklaştı.Ercan, kapıda başını eğmiş vaziyette duruyordu.Onu görünce selam vererek, geriye doğru çekildi.Ebruli, eli kapının tokmağına gittiği anda, açıp açmamak arasında bir tereddüt yaşadı.Belki Ercan'ın dediği gibi görmemesi gerekenlere şahit olması onu çok üzecekti.Fakat, o, her zaman, acı verecek bile olsa, gerçeklerle yüzleşmeyi yeğlerdi.
Yavaşça tokmağı çevirerek kapıyı araladı.Hislerinde yanılmamıştı.Aslan'ın eski sevgilisi Aslı, elindeki kadehi Aslan'ın kadehine tokuşturarak bir şeyler söylüyordu.Sonra onu öpmek için eğildiğinde, Ebruli'nin şaşkınlıktan elindeki çanta pat diye yere düşüverdi.Aslı ve Aslan o tarafa doğru bakınca, ikisi de şok olmuşlardı.Aslan hemen ayağa kalkmasına rağmen, Aslı oturmaya devam ediyordu.
Aslan, şaşkın bir halde, önce ne söyleyeceğini bilemez şekilde bocaladıktan sonra,
-Canım...sen...niye burada, diye sayıklamaya başlayınca Aslı,
-Demek haberler doğruymuş, şaşırdım doğrusu, deyince Aslan ona dönerek,
-Aslı çık dışarı, diye bağırdı.Aslı, önce tereddüt etse de, sonra onun yüzündeki korkutucu ifadeyi görünce hiç sesini çıkarmadan dışarıya çıktı.Ebruli'nin bütün vücudu kasılmıştı sanki, gözleri ise, üzüntü ve hayalkırıklığı dolu bakışlarla Aslan'ın yüzüne sabit kalakalmıştı.Aslan,
-Lütfen gördüklerini yanlış anlama müşterilerimden birisi de Aslı, şimdi yemekten sonra, eski arkadaş olarak...daha sözünü bitiremeden Ebruli, ona öyle bir tokat atmıştı ki şaşırmıştı Aslan,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN'IN İNİNDE
RomanceGenç bir yazar adayı olan Ebruli'nin yolu ünlü yazar Şahika Tecer ve oğlu Aslan'la kesiştiğinde geçmişten gelen sırların kahramanı olacağından haberi bile yoktu.Bu karşılaşma bir tesadüf müydü?Yoksa herşey bir planın parçası mıydı? Ya da acı dolu...