Mahmut, bara girdiği zaman arkadaşlarının ondan önce geldiğini görünce,
-Erkencisiniz, diyerek selamlaştı.Özellikle Fuat'ı çoktandır görmemişti.-Ne haber len, bir deniz, gemiler diye tutturdun, altı aydan önce yüzünü göremez olduk.
Fuat,
-Öyle oldu be oğlum, ne yapalım, ekmek nerde biz orda,-İyi bari, memnunsan sorun yok, dedikten sonra üçü, çocukluk ve gençlik yıllarındaki anılarından koyu bir sohbete daldılar.
Saat ilerledikçe, bar da gitgide kalabalıklaşmaya başlamıştı.
O sırada, Cahit, içeri giren bir kıza bakıp Mahmut'u dürterek,
-Hişşt kanka, bu sizin eski apartmandaki Figen değil mi? Hani, ilkokuldan beri aşık olduğun balerin kız? diye sordu.Mahmut, o yöne baktığında gördüğü kız karşısında şaşkınlık yaşasa da, aldırmaz bir tavır takınarak,
-Evet de, çok oldu be oğlum o hikaye biteli, o zaman Kozimodo'nun (Quasimodo demek istiyor) Esmeralda'ya aşık olması gibiydi benimki,
Cahit,
-Onlar kim lan?-Siz de amma cahilsiniz be oğlum, bir yazarın romanı (Victor Hugo), işte kiliseli bir şey, neydi ya neyse ismi lazım değil bir kilisenin kamburu (Notre Dame de Paris) işte o kambur çirkin adam, çok güzel danseden çingene bir kıza aşık oluyor.Kızkardeşim anlatmıştı, sonra filmini de izledik gerçi.
Fuat,
-Yok artık abi, kendini benzettiğin adama bak, ne çirkini Alan(Alain) Delon gibi adamsın.Sen bu kız için ilkokulda karizmayı çizme pahasına balet kıyafeti giymiş adamsın, deyince hepsi gülmüştü bu sözlere,Fuat, o tarafa doğru bakarak,
-Çok güzel kız da, bir de yanındaki herife bak, basmış protein tozunu kaslar o biçim ama, kofdur Allah bilir.Seninkilerle kıyas bile kabul etmez, neyin eksik sanki.Cahit,
-Boşver abi, herifin cüzdanı dolgundur baksana bu dünyada kurallar böyle işliyor, güzel kızlar bu adamlara yar oluyor Mahmut ne yapsa nafile,Aldırmaz gibi görünse de, Mahmut'un canı sıkılmıştı.Çocukluğundan beri aşık olduğu kızı başka bir adamla gülüp eğlenirken görmek çok kanına dokunmuştu.Liseye gittiği yıllarda bir cesaret bulup Figen'e açılmış fakat, fena halde reddedilmişti.Zaten, o gün bu gündür, mahallede onu gördüğü zaman yolunu bile değiştiriyordu.
...
Neşe, Yavuz'u görünce yanına giderek,
-Belki gelmişsindir diye bir bakayım dedim, gerçi, hemen açmazsın dükkanı herhalde.Yavuz başını sallayarak,
-Evet taziyeye gelenler oluyor babamın yedi mevlidinden sonra açarım diye düşünüyorum.Kısa bir süre için yardıma geldim diye düşünürken kısmete bak ki; dükkanı baba yadigarı olarak ben devam ettireceğim artık.Gelen giden çok olunca, evde eksik kalmasın diye bugün alış veriş yapayım istedim.-Tamam, o zaman, seni yolundan alıkoymayayım, tekrar başın sağolsun, rahmet diliyorum Enver Amca'ya,
-Sağolasın,
Neşe tam arkasını dönmüştü ki Yavuz tekrar seslenerek,
-Neşe vaktin var mı? diye sordu.
Neşe başını "evet" anlamında sallayınca da,
-Bazı almam gerekenler için bana yardım edebilir misin, diyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN'IN İNİNDE
RomanceGenç bir yazar adayı olan Ebruli'nin yolu ünlü yazar Şahika Tecer ve oğlu Aslan'la kesiştiğinde geçmişten gelen sırların kahramanı olacağından haberi bile yoktu.Bu karşılaşma bir tesadüf müydü?Yoksa herşey bir planın parçası mıydı? Ya da acı dolu...