31

3.9K 280 15
                                    

Ebruli, tıpkı hipnotize olmuş gibi takip ediyordu Şahika Hanım'ı.Ya da, programlanmış bir robot gibi sanki kendi duygu ve düşünceleri o anda yok olmuşçasına düşmüştü peşine.Bu intikam kelimesi, rahatsız etmişti onu.Çünkü, o güne kadar hiç kimseden intikam almayı düşünmemiş, hatta; hayal bile etmemişti.Üstelik, bir çok haksızlığa maruz kalmasına rağmen, yapmamıştı bunu Halbuki; kutsal kitaplarda bile haksızlıklara karşı meşrulaştırılmış bir kavramken, intikamı kendi vicdanına uygun bulmamıştı hiçbir zaman.Çünkü, o biliyordu ki; kudretli eller bilmediğimiz bir zaman boyutunda ya da, gözümüzün perdelerinin arkasındaki bir mekanda bazen hemen, bazen de devranı döndürüp alırdı o intikamı, ama, mutlaka alırdı...

Peki, ya bu konuda yazacağı hikaye, kimin intikamı olacaktı? Hiçbir zaman kendi elleriyle almayı hayal etmediği bir intikamı kimden, neden alacaktı? Begüm'den mi?O, sırrını ifşa edip Ayhan'ın ve diğer arkadaşlarının önünde küçük düşürmemiş miydi onu?O intikam alabileceği iyi bir adaydı fakat, sırrını açığa çıkarmamış olsaydı, Ayhan'a karşılıksız hisler beslemeye devam edecek, belki bu da ona daha çok acı verecekti.Diğer yandan, dün gece Begüm'ün Aslan'la muhtemel yakınlaşmasını bir şekilde engellemiş ise, o zaman zaten ondan bu şekilde intikamını almış da sayıyordu kendini.Şimdi, ona göre ikisi de eşit durumdaydıylar.O zaman, Şahika Hanım bunu senin yanına bırakmayacaktır, derken kastettiği neydi? Meeyem' in ona söylediği gibi Begüm, Şahika Hanım oğlu için özellikle uygun gördüğü gelin adayıydı.Peki dün akşam Aslan'la dans etme cesareti göstermekle, asıl onun planını bozmuş olmuyor muydu? Ya; bunu onun yanına bırakmayacak olan Şahika Hanım ise?

Biraz tedirginlik hissetmekle birlikte, merakına da mani olamıyordu.
Şahika Hanım ona dönerek,
-Yıllardır görmediğin bir arkadaşınla buluşacaksın, herhalde bu günlük penye tişörtle gitmeyeceksin değil mi?
dedikten sonra onu kolundan tutarak, mağazalardan birine soktu.

Ebruli, mağazadan çıktığında üzerinde akşam yemeği için uygun bir elbise vardı.Gece mavisi rengindeki bu kalem elbisenin yakası çok şık bir broşla gögüs kısmında toplanıyordu.Daha sonra, yakındaki bir kuaföre giderek saçlarını biraz kestirmiş ve fönletmişti.
Şahika Hanım ona yapılan bu işlemleri takip ederken, bir kaç da talimat vermişti kıaföre.

Şahika Hanım onun artık hazır olduğuna kanaat getirdiği anda, bir taksi çevirerek,
-Benim hikayedeki rolüm buraya kadar, gerisini sen tamamlayacaksın, demişti.

Ebruli, Ayhan'la buluşacağı restoranın önüne geldiğinde taksiden indi.Restoranın bulunduğu binanın en üst katına çıkarken, son bir defa asansörün aynasından kendine bakarken,
"Şimdi lisedeki halimden biraz farklıyım, acaba o da değişmiş midir?" diye düşünüyordu.

Ayhan'ı yıllar sonra yeniden görme fikri, kalbinin heyecandan kuş gibi pır pır etmesine neden oluyordu.Bir zamanlar aşık olduğu bu adamı, yıllar sonra görecek olması, aynı zamanda garip duygular da hissettiriyordu ona.
'Eski bir arkadaşla yıllar sonra karşılaşmak kadar doğal ne olabilir' diyerek kendini sakinleştirmeye çalışsa da, kalbi bir zamanlar hissettiği o güzel duyguların hatırı varmışçasına deli gibi atıyordu.Yine de, sakin olması gerektiğini biliyordu.Sonucunda, artık o hislerin bir önemi yoktu ve karşılığı olmamıştı hiç bir zaman.Zaten, oldukça da uzun bir zaman geçmişti üzerinden.Şimdi ise, sadece iyi bir arkadaş olarak kalmaları için kabul etmişti bu buluşmayı.

Restorandan içeri girdiğinde, balo'nun yapıldığı zamandan biraz farklı göründüğünü düşündü.Aradan geçen altı yılda içeride yapılan tadilatlarla daha modern bir mekan haline dönüştürülmüştü.Binanın en üst katında bulunduğu için şehri kuş bakışı gören bir manzaraya sahipti.O yüzden, manzaraya hakim olan kısımları boydan boya camla kaplıydı.Bu bölümün hemen önünde yer alan geniş terasta masalar yer almakla birlikte, belki havaların henüz yeterince ısınmanış olmasından dolayı dışarıda oturan kimse yoktu.

ASLAN'IN İNİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin