Meryem, mutfağa geçip, buzdolabındaki kutlama pastasını çıkararak, servise hazır hale getirdi.Biraz önce, Aslan Bey ve Ebruli evlilik kararı aldıklarını açıklamışlardı.Onların adına çok sevinmesine rağmen, hep aklının bir köşesinde bir kaç gün önce Melek Hanım'la yaptığı konuşma vardı.O yüzden, Ebruli'nin mutfağa girdiğini duymanıştı bile,
Ebruli, onun içindeki değişik duygularla mücadele ettiğinin farkındaydı.Yumuşak bir sesle,
-Biraz önce Mahmut anlattı,
Melek Hanım'la tanışmışsın sanırım DNA test yaptırmak istiyormuş,
sözleri karşısında, içini çekerek, başını salladı.Ebruli, Meryem'in sıkıntılı hali karşısında onu bir nebze olsun rahatlatmak isteğiyle,
-Canım, endişelerinde son derece haklısın ama, şunu bil ki, hiç bir kadın bebeğini kolay kolay bırakamaz, kimbilir ne şartlar altında buna mecbur kaldı, biraz onun açısından da bakmaya çalış olur mu? deyince,Meryem, bir süre suskun kaldıktan sonra, içini çekerek, ,
-Ben, onun durumunu da çok düşündüm, sanırım hayatta olabilecek olanları bazen engelleyemiyoruz, sonucunda testi yaptırmaya karar verdim.Sonuç ne çıkarsa çıksın, kabulüm, eğer, Melek Hanım annemse...diyerek susunca,Ebruli onun yanına gelip, elini tutarak,
-Eğer annense, artık bundan sonra onunla birlikte mutlu bir yaşamın yollarına bakmalısın, onu suçlamadan, yargılamadan yapmaya çalışmalısın bunu, kendini bunun için hazır hissediyor musun? diye sordu.Meryem, gülümsemeye çalışarak,
-Yapmaya çalışacağım, deyince Ebruli ona sarılarak,
-İnşallah, bundan sonra bir ailenin eksikliğini hiç hissetmezsin, deyince Meryem de,
-Sağol, diyerek yanıt verdi.Ebruli, onun sırtını sıvazlayarak,
-Bak Şahika Hanım'a, evleneceğimizi söylediğimizde, mutluluğu bir gülümsemeyle yüzüne yansıdı.Biliyorsun o Aslan'ı evlat edinmiş ve onu çok severek ne çabalarla büyütmüş, şimdi ise,o bir çocuk gibi oldu.Yani bilemiyoruz ki, hayatta nelerle karşılaşacağımızı,.ama, her güçlüğü aşabiliriz,.yeter ki sevdiklerimiz yanımızda olsun, biz her zaman senin yanında olacağız.Meryem,
-Ben de her konuda en büyük desteği, Mahmut'dan ve sizden gördüm.Biraz önce Aslan Bey de benzer şeyler söyledi.Oyüzden minnettarım hepinize.Testin sonucunda Melek Hanım'ın annem olmadığı anlaşılsa bile, çok üzülmem, çünkü, benim sizler gibi kocaman bir ailem var artık....
Şahika Hanım, pistte muhteşem bir valsle dönüp duran çifti hayranlıkla seyrediyordu.Sahi kimdi bu güzel kadınla, yakışıklı adam...Öyle güzel bakıyorlardı ki birbirlerine...ne de güzel yakışmışlardı...
O, artık yüzlerde yer alan mimikleri okuyarak anlamaya çalışıyordu insanları O yüzden, pistteki danslarını bitirip, onun yanına gelen gelin ve damada bakarken sürekli gülümsemişti ...
O, beyninin artık eski bir film makinesine dönüştüğünün farkındaydı.Geçmiş günleri, uzun metrajlı bir filmin sahneleri gibi sarılıydı beyninde.
Bu filmi yeniden seyretmek istediği zaman, ona acı veren sahnelerini unutma içgüdüsüyle hatırlamak istemiyordu.Fakat, film, gidip gidip hep de aynı sahnelerde kopuyordu.Kopan parçaları yapıştırıp makara yeniden dönmeye başladığında ise, bir çok sahnenin artık olmadığının farkına varıyordu.Bu unutma uçurumundan intihar eden anılarının elinden tutup kurtarmak için çok uğraşsa da, ne yazık ki, her biri sanki bir bir kayıp gidiyordu avuçlarından...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN'IN İNİNDE
RomanceGenç bir yazar adayı olan Ebruli'nin yolu ünlü yazar Şahika Tecer ve oğlu Aslan'la kesiştiğinde geçmişten gelen sırların kahramanı olacağından haberi bile yoktu.Bu karşılaşma bir tesadüf müydü?Yoksa herşey bir planın parçası mıydı? Ya da acı dolu...