Aslan, Ebruli'yi Ayhan'ın ellerine sarılmış olarak gördüğünde, donup kalmıştı.Hem ağlıyor, hem de ona bir şeyler söylemeye çalışıyordu.Ayhan ona o kadar üzgün gözlerle bakıyordu ki...Sonra Ayhan sarıldı ona, sırtını sıvazlarken, Ebruli'de
onun omzuna başını koymuştu.Gördüğü bu manzara karşısında, Aslan'ın ayakları onu istemsizce ikisinin bulunduğu yere doğru yaklaştırıyordu.Ayhan elini uzatarak Ebruli'nin gözyaşlarını silerken, Ebruli de, minnet dolu gözlerle ona bakıyordu.
Aslan şaşırmıştı.Neler olduğunu anlamaya çalışırken, aynı anda onlara bakan Şahika Hanım yanlarına yaklaşarak,
-Ebruli, Ayhan... diye seslendi.Ebruli, o tarafa doğru döndüğünde Şahika Hanım ve Aslan'ı görünce büyük bir şaşkınlık yaşadı.Ebruli için gözlerindeki hüzün bulutlarının ardından güneşin doğuşu gibi gelmişti Aslan'ı görmek.O'nun yüzüne bakınca bir an gözleri karşılaştı.İkisinin de bakışlarında özlem vardı...Ayhan hemen yanına giderek elini sıkarken,
-Merhaba Şahika Teyze, siz burda...-Nörolojide kontrole gelmiştim...
dedikten sonra, Ebruli'ye dönerek,-Hayrola, bir şey mi oldu? diye sordu.
Ebruli,
-Abim...diyerek susunca,Ayhan, devam ederek,
-Ebruli'nin abisi yaralanmış, onu ameliyat ettim...fakat, çok zor döndürdük hayata...Şahika Hanım,
-Geçmiş olsun ama, kızım neden bize de haber vermedin, elimizden geleni yapardık değil mi Aslan? deyince, Aslan Ebruli'ye dönerek,
-Geçmiş olsun, elbette elimizden ne gelirse yardımcı olmaya hazırız.Ebruli, mahcup bir şekilde başını eğerek,
-Çok teşekkür ederim, Ayhan sağolsun yaptığı ameliyatla kardeşimin hayatını kurtardı, inşallah daha iyi olacak.Şahika Hanım, Ayhan'a bakarak,
-,Onun çok başarılı bir cerrah olduğu kulağıma gelmişti zaten, çok sevindim umarım, çok yakında eski sağlığına kavuşur.Neye ihtiyacın varsa çekinmeden söyle, ne kadar izin istersen de kullan.
Ebruli, teşekkür ettikten sonra vedalaşarak ayrılmışlardı.Aslan giderken geriye dönüp bir kez daha onlara baktı.Koridorda yürüyüp giderlerken, Ebruli bu sefer gülerek bir şeyler anlatıyordu Ayhan'a.O anda, içinde tarif edemediği duyguların pençesinde kıvrandığını hissetti.Hayatında ilk defa içinde büyük bir pişmanlık hissediyordu.Ebruli'yi kendinden uzaklaştırırken onu bu kadar özleyeceğini hesaba katamamıştı.Bir iki ay sonra onu unutup eski yaşantısına geri döneceğini sanmıştı, ama olmuyordu, sanki, her geçen gün özlemi büyüyordu içinde.Eli her telefona gidişinde içinden "olmaz" diyen kibri engelliyordu onu.Fakat Ayhan'ı onu teselli ederken gördüğünde...
...
Nazife, hastane odasındaki kanepenin üzerine kıvrıldı.Gözleri tavana sabit şekilde dakikalarca bakakaldı.Elli yıllık hayatı boyunca üzerine titrediği canlarından birini, Mahmut'unu neredeyse kaybediyordu.Olayı öğrendiğinden beri, kaç kere bayılıp, ayıldığını hatırlamıyordu.Mahmut'un ameliyatı esnasında bir de onunla uğraşmışlardı."Çok şükür kurtuldu yoksa ben bu acıyla nasıl yaşardım" diyerek gözünün kenarından damlayan yaşları sildi.
Neşe, annesinin bu halini görünce yanına gelerek usulca,
-Yine mi ağlıyorsun anne, Allahaşkına yapma, sen değil misin bize "Ağlamak ağlama getirir, gülmek de gülme, sakın ağlamayın hep gülün" diye nasihat eden, bak, gün gün iyileşti abim, belki yarın taburcu olacak, hadi sil gözünün yaşını, diyerek ona bir peçete uzattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN'IN İNİNDE
RomanceGenç bir yazar adayı olan Ebruli'nin yolu ünlü yazar Şahika Tecer ve oğlu Aslan'la kesiştiğinde geçmişten gelen sırların kahramanı olacağından haberi bile yoktu.Bu karşılaşma bir tesadüf müydü?Yoksa herşey bir planın parçası mıydı? Ya da acı dolu...