Ebruli, Şahika Hanımla birlikte verandaya çıkarak kahvaltı sofrasına oturdu.Meryem onlara servis yaparken, ikisinin de garip şekildeki sessizliği dikkatinden kaçmamıştı.Şahika Hanım, gözlerini dalgın bir bakışla denize doğru çevirmişti.Ebruli ise endişeli bir halde onu seyrediyordu.
Kahvaltıdan sonra, Ebruli, Şahika Hanım'ın ilaçlarını içmesini sağladıktan sonra istirahat etmesi için odasına götürdü.O gün, ilk defa Şahika Hanım'ın bu kadar bitkin olduğuna tanık oluyordu.
Ebruli, Aslan'ı da kontrol etme isteğiyle yavaşça odasına girdiğinde, onun rahat bir şekilde uyuduğunu görünce, sessizce odadan çıktı.
O sırada Meryem'in,
-Bir kahve yapayım mı? sorusuna,
-Çok iyi olur, deyince Meryem, hazırladığı kahveyi ona servis ederken,
-Aslan Bey...nasıl oldu? diye sordu.
Ebruli, içini çekerek,
-Şükür biraz daha iyi,-Sevindim...yani...kaç gündür...çok huzursuzdu bu ev... Aslan Bey kırmadık eşya bırakmadı...o üzüldükçe Şahika Hanım da çok üzüldü ama, ne derse desin o da ikna edememişti Aslan Bey'i.Sorun neydi bilmiyorum ama, sen müdahele edince çözüldü herhalde...
Ebruli başını sallayarak,
-Sorun benden kaynaklandığı için...ben çözmek zorundaydım...şimdi halloldu çok şükür.Meryem,
-Aslan Bey...o seni çok seviyor...gördüğüm kadarıyla sen de onu...belli ki, birbirinizden uzak kaldığınız zaman acı çekiyorsunuz...neden ayrıldınız ki o zaman?Ebruli içini çeketek,
-Bu ikimizin de ortak kararıydı...O...ve ...ben...ne birlikte olabiliyoruz ne de ayrılabiliyoruz...bir çok neden var işte... boşver...deyince,Meryem, anlayışlı bir şekilde başını sallayarak,
-Anladım...umarım...ikinizin de mutlu olacağı..ortak bir yol bulursunuz.
Sonra abisinin Ebruliyi aradığı aklına gelince,
-Ebruli...şey... abin aramıştı seni..merak etmiş...deyince,Ebruli,
-A, evet baktım sabah çok çağrısı vardı geri arayıp konuştum, merak etme...Meryem,
-Tamam o zaman...derken Mahmut'un Ebruli'ye onun sözleriyle ilgili bir şey söylememiş olmasına sevinmişti.Bunları söylerken cep telefonuna bir mesaj gelince çıkararak açtı.
Mesaj, Mahmut'dan geliyordu.
"Peki, özrünü kabul ediyorum...galiba ben de aşırı tepki gösterip kalbini kırdım, sen de beni affet" yazıyordu.Meryem mesajı okur okumaz yüzü sevinçle aydınlandı, şimdi içi rahatlamıştı, hemen,
"Ben de seni affediyorum...bir daha böyle bir durumun olmayacağına emin olabilirsin" diye cevap yazarak gönderdi.Akşama doğru, Aslan uyanarak duşa girdi.Giyindikten sonra, mutfağa geçerek yemek yapan Meryem'e selam verdikten sonra,
-Ebruli nerede, yoksa gitti mi? diye sordu.-Bahçedeydi biraz dolaşmak istedi.
Aslan başını sallayarak dış kapıyı açıp, merdivenlere yöneldi.Ebruli bahçenin yola en yakın kısmında begonvillerin yanında durmuş, boğaza doğru bakıyordu.Giydiği beyaz elbiseyle sanki gökten oraya düşmüş bir melek kadar güzel görünüyordu. O kadar dalgındı ki, Aslan'ın ona yaklaştığını farkına bile varmamıştı.Aslan ona sarılıp kokusunu içine çekerken,
-Boğaz'ı mı seyrediyorsun? diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN'IN İNİNDE
RomanceGenç bir yazar adayı olan Ebruli'nin yolu ünlü yazar Şahika Tecer ve oğlu Aslan'la kesiştiğinde geçmişten gelen sırların kahramanı olacağından haberi bile yoktu.Bu karşılaşma bir tesadüf müydü?Yoksa herşey bir planın parçası mıydı? Ya da acı dolu...