23

4.2K 291 4
                                    

Ebruli, Meryem'in söyledikleri karşısında gülümseyerek,
-İnan ki şu anda, Aslan Bey'in kız arkadaşları beni hiç ilgilendirmiyor,
tek isteğim işimi düzgün yapabilmek.

-Haklısınız, fakat, o Şahika Hanım'ın biricik oğlu, herşeyden önce, onunla da iyi geçinmek zorundasınız, biliyorsunuz değil mi?

Ebruli, canı sıkkın bir şekilde,
-Biliyorum, zaten geçinemeyecek bir durum da yok aramızda...sadece sanıyorum bir kaç yanlış anlaşılma sözkonusu oldu, ne kadar az karşılaşırsak o kadar iyi olacak herhalde.

Meryem başını sallayarak,
-Aslan Bey kötü bir insan değildir aslında, burada çalıştığım süre içinde bir çok hanım arkadaşı olduğunu gördüm.Bence, ya gönlüne göre birini bulamadı ya da, pek aşka ve evliliğe inanan birisi değil,

Ebruli, aldırmaz bir tavırla,
-Umarım, kısa zamanda aradığını bulur, belki, o zaman, annesi de kendisi de daha mutlu olurlar.

Meryem
-Pek sanmıyorum ama...dedikten sonra çok geç oldu yatağınız hazır, size iyi geceler olsun.

-Sağol sana da.

Meryem, odadan çıktıktan sonra Ebruli geceliği giyip, yavaşça yatağa uzandı.Çok uykusu olmasına rağmen, Aslan'ın öfkeyle bakan gözleri ve söylediği kırıcı sözler, gözünün önünden bir türlü gitmiyordu.Sağa sola dönerken, sabah erkenden kalkıp gitmesinin, en doğrusu olduğuna kanaat getirdi.O anda, çalışma masasındaki çevirileri almadığı aklına gelince, odadan çıkarak merdivenlere yöneldi.

Çalışma odasının kapısını açtığında, Aslan'ın masada oturmuş önündeki evrakı incelediğini görünce şaşırarak,
-Özür dilerim çalıştığınızı bilmiyordum...sadece sabah erkenden çıkacağım, çevirileri şimdiden yanıma almak istedim, deyince, Aslan tek bir söz dahi etmeden sadece başını sallamakla yetindi.

Ebruli, acele ile, masadaki kâğıtları toplayarak bir dosyaya koydu.Tam çıkmak üzereyken, arkasından Aslan'ın,
-Ebruli Hanım, diye seslendiğini duyarak döndü.

Aslan yüzünde sakin bir ifade ile,

-Biraz önceki sözlerimle sizi incittiysem özür dilerim...siz nezaket gösterip annemin hastalığını duyunca koşarak geldiniz ve bu konuda destek oldunuz bana...üstelik annem sizinle çok uyumlu çalışıyor ve yanınızdayken mutlu görünüyor...bu nedenle bundan sonra aramızda yanlış anlamalar olmayacağını umarak, beni bağışlamanızı diliyorum.

Ebruli, kısa bir süre suskun kaldıktan sonra nezaketle,

-Özrünüzü kabul ediyorum...benim de, aramızda yanlış anlamalar olmaması hususunda azami özeni göstereceğimden emin olabilirsiniz."

dedikten sonra, alelacele odadan çıkıp merdivenlere yöneldiğinde, içinden,
"Hiç olmazsa özür dilemeyi biliyormuş" diye geçiriyordu.

...

Ebruli, sabah uyandığında, önce nerede olduğunu algılayamayıp, etrafına bakındı.Sonra; Meryem'in söylediği gibi kalkıp, pencerenin önüne gelerek, bahçeye doğru baktı.Gerçekten de; cennet gibi olan manzara insanın içindeki bütün üzüntüleri alacak kadar güzeldi.Saatin on'a geldiğini görünce telaşla giyinerek mutfağa geçti.
Meryem çayı demlemiş kahvaltıyı hazırlıyordu.Ebruli'yi görünce,
-Günaydın, diyerek selam verdi.

ASLAN'IN İNİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin