Ebruli, dün gözyaşı dökerken ona omzunu veren bu adamı avutmayı o kadar istiyordu ki, fakat, tanıdığı kadarıyla karşısındaki adam bunu bir gurur meselesi yapıp tersleyebilirdi de Ancak, kalbi, tereddüt içinde kalan aklını dinlemiyordu, içinden gelen duygularla ayakları istemsizce onu Aslan'ın yanına götürdü.Elini yavaşça onun yüzüne doğru götürerek gözyaşlarına dokundu.O anda, Aslan ani bir reflekse onun bileğini tutmasına rağmen, nedense onu engellememişti. Birbirlerine olan bakışlarında sözlerle anlatılamayacak duygular geçiyordu gözlerinden.
O sırada Meryem'in salona geldiğini gören Aslan aceleyle alt katın merdivenlerine doğru yöneldi.
Ebruli Meryem'e dönerek,
-Şahika Hanım odasında mı? diye sordu.
-Evet yatak odasında dinleniyor biraz,
Ebruli onun sağlığından endişelendiği için kontrol etme isteğiyle yavaşça kapısını çaldı.
Şahika Hanım'ın,
-Girin, diyen sesini duyunca biraz çekinerek içeri girdiğinde,
Şahika Hanım'ın geceliğini giymiş yatağında oturduğunu gördü.Yüzü çok solgun ve üzgün görünüyordu.
-Efendim özür dilerim sağlığınızla ilgili endişelendim... izin verin tansiyonunuzu ölçeyim, deyince Şahika Hanım başını sallayarak çekmeceyi işaret etti.Ebruli, tansiyon aletini çıkararak, yatağın yanına geldi.Şahika Hanım'ın kolunu sıyırarak tansiyonunu ölçtüğünde,
-On beş'e dokuz, biraz yükselmiş ilacınız almış mıydınız? diye sordu.
-Şimdi alacaktım,
Ebruli
-İlacınız nerede? diye sorunca Şahika Hanım, başucundaki konsolun çekmecesini işaret etti.Ebruli ilacı vererek içmesini sağladıktan sonra,
-Biraz dinlenin isterseniz bir süre sonra yeniden kontrol edeceğim, düşmezse doktorunuza bir danışırız.Şahika Hanım, yorgun gözlerle ona bakarak,
-Aslan nerde? diye sordu.
Ebruli,
-O da çok üzgün, ama merak etmeyin henüz gitmedi, sizi bırakmak istemeyecektir...-O...benim biricik oğlum...neden bunu anlamak...istemiyor.
Bunları söylerken gözünden yaşlar süzülmeye başlayınca Ebruli endişelenmişti.O'nun elini tutarak,-Üzülmeyin lütfen onun da sizi ne kadar çok sevdiği apaçık ortada...
-Öyle değil mi?
-Tabii ki, gözbebeğisiniz onun,
Şahika Hanım gülümseyerek ,
-Sağol deyince,Ebruli onun üzerini örterek,
-Şimdi biraz uyumaya ve dinlenmeye bakın, daha sonra tekrar tansiyonunuzu ölçeceğim, diyerek dışarıya çıktı.Kapıda nerdeyse Aslan'la çarpışıyordu.
Fısıltı şeklinde,
-Tansiyonu biraz yükselmiş ilacını vedim biraz dinlenirse iyi olacaktır az sonra tekrar kontrol edeceğim, deyince,Aslan,
-Teşekkür ederim dedikten sonra,
-O zaman biraz sonra girerim yanına,Ebruli başını sallayarak,
-Evet daha iyi olur,Aslan minnettarlıkla bakarak,
-Yardımların için ..teşekkür ederim.Ebruli onun yüzüne dikkatlice bakarak,
-Sen nasılsın? diye sordu.
Aslan başını sallayarak,
-Daha iyiyim,O sırada ikisi de yürüyerek alt katın salonuna inmşlerdi.
Meryem onları görünce,
- Bitki çayı demledim arzu eder misiniz? diye sordu.
Aslan,
-İyi olur deyince Meryem getirdiği çayı fincanlara servis etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN'IN İNİNDE
Roman d'amourGenç bir yazar adayı olan Ebruli'nin yolu ünlü yazar Şahika Tecer ve oğlu Aslan'la kesiştiğinde geçmişten gelen sırların kahramanı olacağından haberi bile yoktu.Bu karşılaşma bir tesadüf müydü?Yoksa herşey bir planın parçası mıydı? Ya da acı dolu...