Şahika Hanım da, Nazife'nin söyledikleri karşısında heyecanlanmıştı. Başı döner gibi olunca, Ebruli onu tutarak, oturmasına yardım etti.
Şahika Hanım,
-Ne kadar mutlu oldum şimdi, derneğimizin yıllardır yardım ettiği o kadar çok çocuk oldu ki, yıllar sonra bile teşekküre gelenler olur bana, o zaman, çok memnun oluyorum, meğerse, Ebruli de, onlardan biriymiş.Ebruli, onun elini tutarak,
-Aynı zamanda siz, benim Fransız Lisesinde okuyabilmem için de, burs sağlamışsınız ve kompozisyon, yarışmasında birinci olduğumda ödülümü sizin elinizden almışım.Bana da sonradan, Sinan söyleyince öğrendim...Şahika Hanım, hayretle,
-Öyle mi, ben hiç hatırlamıyorum...-Hatırlamasanız bile, ben, hayatıma mucize dokunuşlar yaparak, bugünkü durumuma gelmeme vesile olduğunuzu asla unutmayacağım, sonsuza kadar minnettar kalacağım size.
Şahika Hanım, sevgiyle ona bakıp, başını sallarken, evdeki herkes de çok duygulanmıştı.
...
Neşe, teyzesinin yanında kaldığı sürece, olanları unutmaya çalışmıştı.Fakat, değil unutmak, her geçen gün daha çok acı çekmeye başladığını hissediyordu.O'nun kızla elele, gözgöze dolaştığını hayal edip delirecek gibi olunca, geceleri bile doğru düzgün uyuyamaz hale gelmişti.Bir yandan da, teyzesine içinde bulunduğu ruh durumunu hissettirmemek için çok çabalamıştı.O'nu en çok rahatlatan ise bu bir hafta sürekli denize girmesi olmuştu.Kendini denizin kollarına bırakıp, özgürce yüzerken, biraz olsun rahatladığını hissetmişti.
Teyzesi onu uğurlarken "bir haftada arap kızı gibi oldun ama, yakıştı gözlerinin rengi daha çok ortaya çıktı" demişti.O ise, aynaya bakmaya bile çekiniyordu çünkü, ne zaman baksa, zavallı birine bakar gibi hissediyordu kendini.Özgüveni de aşırı şekilde düşmüştü.Üzerinde garip bir halsizlik hissediyordu.Pazartesi günü işyerine gitmek üzere evden çıkarken, annesi arkasından seslenerek,
-Sarmaları ne çok yapmışım, birazını yanında götür arkadaşlarınla yersin, bunları da geçerken, abinlerin dükkana bırak diycektim, sabah çıkarken unutmuş.Neşe,
-Olur, dedikten sonra caddeye kadar yürüyüp bir minibüse bindi.Sanayi dükkana bir durak kadar uzaklıktaydı.Abisinin dükkanına girince onun arkadaşı Cahit'le oturup sohbet ettiğini görünce, ikisini selamlayarak,
-Abi annem sefertası gönderdi,-Sağol abicim, sabah al dediydi unutmuşum, sana zahmet oldu.Burdan dükkana mı gidiyon hemen.
Neşe başını sallayarak,
-Evet, bir minibüse atlar giderim şimdi.-Seni bırakırdım ama... bir müşteri gelcek şimdi....
O sırada Cahit, ayağa kalkarak,
-Benim de hemen dükkana gitmem lazım, çok boşladım, peder kızmasın...kanka yolumun üstü zaten istersen ben motorla bırakırım Neşe'yi dükkana,Mahmut başını sallayarak,
-Çok iyi olur kanka ya, minibüsler tıklım tıklımdır şimdi.Mahmut'la vedalaşıp kapının önüne çıktıklarında, Neşe de,
Zahmet olacak deyince, Cahit,
-Yok ya ne zahmeti, dedikten sonra yedek kaskı ona uzatarak,
-Tak bunu, dedikten sonra kendi de kaskını takarak, motorsiklete atladı.Neşe çekinerek arkasına binerken,
-Ben biraz hızlı sürerim sıkı tutun, deyince, onun beline ellerini koymuştu
Neşe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN'IN İNİNDE
RomanceGenç bir yazar adayı olan Ebruli'nin yolu ünlü yazar Şahika Tecer ve oğlu Aslan'la kesiştiğinde geçmişten gelen sırların kahramanı olacağından haberi bile yoktu.Bu karşılaşma bir tesadüf müydü?Yoksa herşey bir planın parçası mıydı? Ya da acı dolu...