Düğünün yapılacağı mekana gelince, herkes arabalardan inerek gelen misafirleri karşılamak üzere kapıya dizildi.
Ebruli de, bu özel gün için özenle hazırlanmıştı.Bileklerine kadar uzanan su yeşili şifon tuvalet içinde çok zarif ve şık görünüyordu.Arkadaşlarından bir kaçını da davet etmişti düğüne ama, hepsi birer bahane bularak gelemeyeceklerini haber vermişlerdi.Bir tek Ayhan söz vermese de, kısa süre için uğramaya çalışacağını söylemişti ona...
Bir süre sonra bahçedeki masalar davetlilerle dolmaya başlamıştı.Ebruli az sonra mekanın önüne yanaşan lüks arabayı görünce, Şahika Hanım ve Aslan'ın geldiğini anladı.Ercan, hemen kapıyı açıp Şahika Hanım'ın inmesine yardım ettikten sonra, Aslan da inerek annesinin koluna girdi.Meryem de, arabadan inince, Ebruli neredeyse onu tanıyamıyordu.Siyah saçlarını ensesinde bir topuz şeklinde toplamış ve giydiği beyaz elbise esmer olan tenine çok yakışmıştı. Farklı makyajı ve giydiği topuklu ayakkabılarla sanki, farklı birine dönüşmüştü
Ebruli, Şahika Hanım'ı karşılarken,
-Hoşgeldiniz şeref verdiniz, diyerek gülümseyince, Şahika Hanım sevinçle,
-Sen de gelin gibi güzel olmuşsun diyerek iltifat etti.Ebruli, ona teşekkür ettikten sonra, elini sıkan Aslan'ın yüzüne dikkatle baktı. Onu yaklaşık on gündür görememişti.Özlemle yüzünü incelerken, onun biraz solgun ve keyifsiz olduğunu fark etti.Muhtemelen stresli ve uykusuz geceler geçirmişti.
-Nasılsın? diye sorunca onun zoraki şekildeki gülümsemesinde ilk defa göz kenarlarında kırışıklıklar oluştuğunu gördü.Meryem, kapıda onları karşılayanlar arasında Mahmut'un olduğunu görünce, mecburen onun da elini sıkıp tebrik etti.Fakat yüzüne bakmaya çekinince, sadece, bir anlığına gözgöze gelmişlerdi.
Geçen hafta aralarında geçen o olaydan sonra Mahmut, ona bir çok mesaj atıp "söylediklerini yanlış anlayıp kalbini kırdıysa özür dileklerini kabul etmesini" istemişti.Meryem, ard arda gelen bu mesajların arkasını kesmek amacıyla, ona tek bir mesaj atarak, "onun söylemek istediklerini anladığını ve kabul ettiğini belirterek, artık bu konuyu kapatmak istediğini" yazmıştı.
Neşe ve Yavuz, davetlilerin alkışları eşliğinde düğün dansına kalktıklarında, çok mutlu görünüyorlardı.Ebruli, kenardan onları izlerken, yüzüne bir memnuniyet ifadesi yerleşmişti.O sırada, kolundan birisinin tuttuğunu hissedince, dönerek baktığında Ayhan'ı gördü.Gülümseyerek,
-Hoş geldin, deyince,Ayhan,
-Tam zamanında geldim galiba, diye cevap verdi. O sırada "diğer çiftleri de dansa davet ediyoruz" anonsu duyulunca, onun ne söylemek istediğini anlamıştı.Ayhan,
-Benimle dans eder misin? diye sorunca, onunla birlikte piste doğru yürümeye başladı.Aslında, hayalinde bu düğünde Aslan'la dans etmek vardı ama, çok şey borçlu olduğu Ayhan'ın bu isteğini geri çevirmesi nezaketsizlik olacaktı.Diğer çiftlerle birlikte pistte dans ederlerken, Ayhan,
- Aslan'dan önce bana bu şansı verdiğin için mutluyum ama, o masada hiç mutlu görünmüyor deyince, Ebruli, hafifçe başını çevirerek, o tarafa doğru baktı.Aslan, onun baktığını görünce başını başka yöne çevirmişti.-Mutsuzluğu daha çok annesinin durumu ile alakalı sanırım, deyince Ayhan,
-Haklı olabilirsin, aksi halde Sinan'ın şirketine yaptığı gibi burayı da benim başıma yıkabilirdi.
Ebruli, onun yaptığı şakaya gülerken,
-Sahi Sinan nasıl, o olaydan sonra bir kere özür dilemek için aradım, sorun olmadığını söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN'IN İNİNDE
Roman d'amourGenç bir yazar adayı olan Ebruli'nin yolu ünlü yazar Şahika Tecer ve oğlu Aslan'la kesiştiğinde geçmişten gelen sırların kahramanı olacağından haberi bile yoktu.Bu karşılaşma bir tesadüf müydü?Yoksa herşey bir planın parçası mıydı? Ya da acı dolu...