Sorsalar Ruhun nerde diye
Anlatamam ki gittiği yeri
Özlem elimdeki kağıt kesiği
Sen ne geleceğim ne geçmişimAcaba insan ruhunu ne zaman gömer? Bedeni toprağa girdiğinde mi yoksa artık hiç birşey hissetmediğinde mi?
Galiba Leyal ruhunu bugün en son dalınıda kara toprağa teslim ettiğinde gömdü. Kim bilir birdaha ne zaman ruhu ona geri dönecekti yada dönecek miydi? İçi bomboştu sanki biri elini ağzından sokmuş içinde ne var ne yok almış gibiydi.
Sanki damarlarından artık kan akmıyor sadece acı fışkırıyordu. Başını gömdüğü topraktan kaldırıp mezarın başında Edibe Uluöz yazan tahtaya çevirdi gözlerini.
Sahi artık babaannesi yoktu demi. Onu bu dünyada seven tek insanda gitmişti artık. Hemde bir daha asla dönülmüyecek bir yere gitmişti. Ölüm tek kelime iki hece ağızdan çıkışı ne kadar kolaysa kalpten çıkmayışı bir o kadar zor.
Daha iki gün önce nasılda mutluydu babaannesi. Artık ölsem bile gözüm arkada gitmem demişti. Leyal'in aklı birden iki gün önce kıyılan nikah gününe gitmişti.
İKİ GÜN ÖNCE
Nikahtan sonra çoğunun yüzünde garip bir gülümseme kalplerinde anlamsız bir huzur vardı.
Edibe hanım oğlundan ve gelininden kalan emanetine son vazifesinide yapıp artık huzur içinde ölebilirdi. Biricik torununu bu dünyada en çok güvendiği kişilere emanet edip gözü kapalı gidebilirdi artık. Kuzusunu oğlu olacak hayırsızın pençelerinden almıştı.Şimdi farkında değildi torunu belki ilerde acıda çekecekti ama emindi Edibe hanım sonunda çok mutlu olacaktı. Daha sonra bu dünya üzerindeki en güvendiği kişi ile göz göze geldiler ahiretliği. Birbirlerinin yüzüne tebessümle baktılar.
Birlikte ne güzel günler geçirmiştiler. İlk düştüklerinde ilk aşık olduklarında ilk ağladıklarında ilk güldüklerinde ilk evlendiklerinde ilk anne olduklarında eşlerini ilk kaybettikleri anda. Ne çok ilkleri vardı birlikte dile kolay tam 60 sene. Bir gün bile birbirlerinin kalplerini kırmadan bugüne kadar gelmişlerdi.
Ama artık o yolun sonuna geliyordu ve arkadaşı bu ailenin başı olarak kuzularının yanında kalıyordu.
Ayşe hanım arkadaşının gözlerine bakınca ne düşündüğünü anladı ve söz verdi gözleri ile bu aile asla parçalanmayacak aksine çoğalarak büyüyecek dedi.Ayşe hanımında gözlerinde ayrı bir gurur vardı bu güne bugün gururu evlenmişti hemde evlerine ailelerine en çok yakışacak kız ile. İki ailenin altmış senelik dostluklarını bu iki genç pekiştirecekti.
Salondaki herkes yeni evli çifte bakarken gözlerinde gurur vardı. Tertemiz kalpli iki insan bir yuvada buluşmuştu. Ve hepside bu yuvanın bozulmaması için ellerinden ne geliyorsa yapacaklarına söz verdiler.
Nikah bitip salondakiler kahvelerini içtikten sonra yavaş yavaş herkes kendi evine gitmeye başlamıştı. Salonda sadece Giray kalmıştı o da gitmeden Edibe teyzesi ile konuşmak istemişti.
"Edibe sultan biliyorsun ben birkaç güne gidiyorum uzun bir süre dönmeyeceğim gerçi dönecekmiyim onuda bilmiyorum. Yarın gidip oğlunla konuşacağım ve Leyal'in artık benim soyadımı taşıdığını ve ona asla yaklaşmaması gerektiğini söyleyeceğim.Gerekirse bunu aklına tek tek kazıyacağım. Ondan sonrada zaten size yaklaşamaz emin ol. Ben gittikten hemen sonrada bizim eve taşının. Çünkü mahalleli nikahı öğrendikten sonra Leyal'in hala burda yaşamasını yadırgayabilirler ve konuşup sizinde canınızı sıkabilirler" diyerek sözlerini tamamladı.
Edibe hanım Giray'ı dinledikten sonra ne kadar doğru bir karar verdiğini tekrar anladı. "Tamam kuzum herşey senin dediğin gibi olsun sen yeter ki torunuma sahip çık benim için herşey kabul" demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUM SENİ SEÇTİ
General Fictionİyi adamlar yanlızlıktan ölüyor,İyi kadınlar ise kötü adamların balkonundan gökyüzüne bakarken...... Dostoyevski Giray karşısındaki kadınların istediği herşeyi kabul etmişti ama onunda bir şartı vardı şimdi bunu söylemeliydi ki ilerde olacakların ö...