9.Bölüm Geçip Giden Zaman

15.1K 776 173
                                    

Demiştim sana hatırlarsan:
Önemli olan ' zamana bırakmak' değil
Zamanla bırakmamaktır...
Nazım Hikmet

Dört yıl sonra 21 Ocak 2020
Rusya-Moskova

Bu hayatta iki şeyin önüne geçemeyiz biri zaman diğeri ölüm. Ne yaparsak yapalım bu ikisinin durması için hiç birşey yapamayız. Bakarsak aslında bu ikili bir bütündür aynı cümlede bile çoğunlukla yanyanadır. Mesala zamanı gelince ölümün önünde durulmaz gibi.

"Konuş şerefsiz kimin adamısın kim için çalışıyorsun." İvan tavana  elleri bağlanmış adamın karnına tekrar bir yumruk daha geçirdi. Sabahtan beri buradalardı ve adının Anton olduğunu bildikleri adamı konuşturmak için her yolu denemişlerdi.

Ama adam yediği onca dayağa rağmen hala tek kelime etmiyordu. Onun yerinde başkası olsa şimdiye ya ölmüştü ya da çoktan konuşmuştu.

Bu adamsa yediği dayaklardan sanki zevk alırmış gibi sadece gülüyordu. İvan  Anton denilen adamın sırıtmasından sıkılıp bu sefer biraz önce ateşte kızdırdığı demiri karnının tam üzerine bastırdı. Anton'dan sadece ufak bir ahh sesi duyuldu.

Bu adamlara konuşup yada yalvarıp istediklerini vermeyecekti. Gerekirse ölecekti ama ağzından tek laf alamayacaklardı.

İvan'ın bu adama ayrı bir öfkesi vardı. Çünkü onun yüzünden aşık olduğu tek kadının aşkını ona kaptırmıştı ve neredeyse bu adamın yerine bok yoluna gidiyordu.

İvan işgencesine devam ederken demir kapı açılıp içeriyi yavaş yavaş bir topuk sesi doldurmaya başlamıştı. Adam arkasını dönüp baktığında gelenin patronun kızı Zoya olduğunu gördü.

Zoya ağır adımlarla İvanın karşısına geçip bir nefes kadar yaklaştı önce elleri ile yüzüne sonra dudaklarına  daha sonrada yavaş yavaş boynundan aşağıya kışkırtıcı bir şekilde ellerini bütün vücudunda gezdirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zoya ağır adımlarla İvanın karşısına geçip bir nefes kadar yaklaştı önce elleri ile yüzüne sonra dudaklarına  daha sonrada yavaş yavaş boynundan aşağıya kışkırtıcı bir şekilde ellerini bütün vücudunda gezdirdi.

Bu kadın tam bir affetti ve elde edemeyeceği hiç bir erkek yoktu yada kendisi öyle zannediyor.

Zoya İvan'ın yüzüne nefesini üfleyerek "nasıl gidiyor konuşturmayı başardınız mı?" diyerek sorusunu sordu. İvan kadının karşısında adeta büyülenmiş gibiydi ve bu yaptığı şeyden dolayı aşağısında bir yerler hareketlenmeye başlamıştı bile.

Bu kadın bir erkeğe nasıl yaklaşacağını iyi biliyordu.
"Hayır efendim sabahtan beri ağzından tek bir kelime dahi çıkmadı ne yaptıysak konuşturamadık bir türlü adam sert çıktı. Yaptığımız her işgenceye dayanıklı"

Zoya İvan'ın konuşmasından sonra yavaşça yana kayıp Anton'un karşısına geçti. Bir zamanlar aşkından deli olduğu adam şuan tanınmayacak haldeydi.

Biran içi titredi ama bu titreme çok çabuk geçti. Daha sonra elini adamın sarı saçlarından geçirip yavaş yavaş okşadı hayran olduğu yüzüne dokundu sonra ellerini bir kez bile tadına bakamadığı dudaklarından geçirdi.

RUHUM SENİ SEÇTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin