22.Bölüm İddalaşma

14.7K 756 150
                                    

sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde
olurum
kötü geçen bir güzü
ve umutsuz bir aşkı anlatan
rüzgarla savrulan
kağıt parçalarına
yazılmış
dağıtılmamış
bildiriler gibi
uzun bir yolculuğa hazırlanan
yalnız bir yolculuğa.
çünkü beyaz bir gemidir ölüm
siyah denizlerin hep
çağırdığı
batık bir gemi sönmüş yıldızlar gibidir
yitik adreslere benzer
ölüm
yanık otlar gibi
sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde
ölürüm..
Behçet Aysan

Ölüm yazılışı bile birkaç saniye süren sadece dört harften oluşan küçücük bir kelime.

Ama kalpte bıraktığı yangını işte o kadar ağırdır ki işte bu acının tarifi asla olamaz. Leyal yirmiüç senelik hayatına çok ölümler sığdırmıştı. Her insanın kolay kolay taşıyamayacağı yükler taşımıştı. Ama asla isyan etmemişti. Sadece yaradanına sığınmış bir tek ondan medet ummuştu.

Yaşadığı herşey onun için imtihandı ve tek temennisi kaldıracak kadar güçlü olmasıydı. İki genç kız sohbet eşliğinde tatlıyıda bitirmiş mutfağı toparlıyorlardı. Kenan biraz önce uyanmış ve akşam yemeğine daha birkaç saat olduğu için, Ayşe hanımın kendisi için pişirdiği kemik suyu çorbasından içmiş salonda onunla sohbet ediyordu.

Leyal salona geçtiğinde arkadaşının çorbasını bitirdiğini görünce hemen önündeki tepsiyi almış mutfağa götürmüştü. Sonrada sürahiden bir bardak su alıp masanın üzerindeki ilaçlarıda alarak salona doğru hareket etmişti.

Tam salonun ortasına kadar gelmişti ki aniden sol kolunda oluşan yanma ile elindeki bardağı yere düşürmüştü. Üçlü düşen bardakla aniden donan kızın yanına gitmiş onu en yakın koltuğa oturtmuşlardı. Ayşe hanım gelininin halinden çok korkmuştu.

"Kuzum ne oldu. Neyin var?"
"Bilmiyorum anneannem birden sol kolumda yanma oluştu sanki etimden et kopar gibi oldu."
"Hayırdır inşallah diyelim hayra çıksın. Kalk bir elini yüzünü yıka kuzum, bazen olur öyle şeyler sen çok takılma. İçinden oku hayır de hayır olsun hadi şimdi kalk bakalım. Ezgim sende kuzumu yanlız bırakma ben buraları toplarım."

"Tamam sultanım ama sen dokunma bir yerin kesilir ben birazdan gelir hallederim dursun böyle burası."
Ayşe hanım tamam der gibi başını sallayıp kalktığı yere tekrar oturdu. Onun oturması ile Kenan'da eski uzandığı yere oturmuş yaşlı kadının bir şey demesini beklemişti. O da genç kız için çok endişelenmişti. Bunu farkeden yaşlı kadında genç adamı daha fazla endişelendirmemek için gülümseyip konuşmuştu:

"Merak etme sadece koluna kıramp girmiştir. Sabahtan beri yoruldu ya ondandır endişelenecek bir şey yok. Sende oturma öyle yat bakalım yerine aaaaa kızacağım ama o kolundaki çizik değil kurşun yarası " diyerek genç adamı azarlayıp tekrar yerine yatmasını sağlamıştı.

Ezgi arkadaşının banyodan çıkmasını kapının önünden ayrılmadan beklemeye başlamıştı. Bir kaç dakika sonra işlerini bitiren genç kız kapıyı açıp onu bekleyen arkadaşının yanına hafif gülümseyerek gitmişti. Garip davranışıyla onlarıda endişelendirdiğini biliyordu.

"Merak etme balım aniden koluma kıramp girdi. Sabahtan beri hiç durmadım ya ondan olmuştur, ama geçti inan zaten saniyelik bir şeydi."
"Emin misin limonum birden betin benzin attı sanki korkuttun bizi."
"Eminim balım gerçekten bak iyiyim ben. Hadi gel içeriye geçelimde onlarda daha fazla meraklanmasınlar."

Ezgi arkadaşını başıyla onaylayıp birlikte tekrar salona geçtiler. Kapıdan giren ikiliyi gören Ayşe hanım gelinini gözleri ile süzüp biraz toparlandığını anladı.
"Nasıl oldun kuzum iyimisin biraz daha"
"İyiyim anneannem dediğin gibi sadece küçük bir kramp girdi bende aniden bardağı düşürünce korktum. Ortalığıda maf ettim şuraları toplayayım ben bir."

RUHUM SENİ SEÇTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin