Özlemek
Bir sonbahar günü
Karalar giymişti
Yüreği elindeydi
Üç kez ardına baktı
Yıldız gibi aktı
Gidiş o gidiş
Yolunu gözlüyorum
Dostlarım
Gözleme
Gelmez diyorlar
Özledim
Çok özledim diyorum
Özleme diyorlar
Yılda bir gün olsun
Gülmedim diyorum
Haline şükret
Ölmedin ya diyorlar
Özlemek ölmekten
İki harf fazla diyen şair
Sana ihtiyaçım var
Neredesin kalk ayağa
Birşeyler söyle bana
Ölmeye ve özlemeye dair
Osman NalbantHer insanın ayrı bir özlemi vardır. Özlemek kelime hece olarak aynı ama insanlara gelince şekil değiştirendi. Herkesin özlemi farklıdır. Kimimiz ailemizi özleriz kimimiz çocuklarımızı kimimiz evimizi kimimiz sevgilimizi kimimiz vatanımızı kimileride geçip giden zamanı.
Özlem duygu olarak aynı ama kişilerdeki mana olarak farklıdır.
Leyal şuan salonda anneannesinin karşısında konuşan adamı ne çok özlemişti. Halbuki onların özlem duyulacak doğru dürüst bir anları bile olmamıştı ki. Leyal kokusunu özledim dese yalan söylemiş olurdu adamın doğru dürüst kokusunu almamıştı bile.
Kokusunun nasıl bir şey olduğunu odalarında duran parfümden biliyordu sadece,ama o parfüm o tende nasıl duruyor hiç bilememişti galiba bundan sonrada bilemeyecekti.
Elini tutuşunu özledim dese adamın teni tenine yanlışlıkla bile değmemişti. Acaba dedi içinden teni tenime değse nasıl olurdu ki dedi. Bunun düşüncesi bile şuan nefesini kesmeye yetmişti.
Bakışını mı özlemişti acaba. Bak onu inkar edemezdi bir kaç kez gözgöze gelmişlerdi ondada emindi ikiside birbirlerine boş boş bakmışlardı. Elini kalbine götürüp sordu ona sessizce "peki bunların hiç biri olmamışken sen nasıl onun için atmaya başladın hangi ara görmediğin birine tutulup kaldın." diyerek kalbine veryansın etti.
Kulakları artık içerdeki hiç bir sesi duymuyordu. Sanki kalbinin sesi kulaklarını kapatmıştı. Ama bir an kocasının kükrer gibi bağırması ile kalbi atmayı bırakmış etraftaki bütün sesler duyulur olmuştu. Sonrada keşke dedi ömür boyu sağır olsaydım da duymasaydım dediği sözcüler kocasının bir kez bile öpemiyeceği dudaklarından döküldü.
"Ben görevimi yaptım yokluğumda soyadım emanetimi büyüttü kendi ayakları üzerinde durdurdu. Artık varlığımda omuzlarımda bir yük taşımak istemiyorum. Yokluğumda yuva olan bu ev varlığımda artık sadece komşu evi olacak ona oda ben yokken.
Yükümü azat ediyorum geldiğinde söylersiniz yolu açık olsun. Boşanma evrakları hazır ben imzaladım gelince oda imzalasın en kısa zamanda herşey bitsin."
Kulaklarının duyduğu sözcüklerden sonra bedenini bir külçe gibi yığıldığı eşikten kaldırıp duvarlara tutuna tutuna geldiği kapıdan yavaşça çıkıp gitti. Sokağın başında durup uzaktan eve baktı daha yarım saat önce o kapıdan sevinçle girmişti. Sonra gözleri kendi evine takıldı ve seslice konuştu.
"Bir emanetlik görevimi daha tamamladım kimin hayatına girdiysem sadece emanet oldum. Kaderim bu galiba birilerine emanet olmak. Giden gelene emanet ediyor gelen görevini tamamlayıp gidiyor."
Derin bir nefes alıp başını gökyüzüne çevirip tekrar konuştu "ne umdum ne buldum keşke gelmeseydim en azından duymazdım kalbimde bu kadar acımazdı" dedi. Sonrada aynı yoldan geldiği yere gitmek için yürüdü.
Üç gün öncede bu sefer elinde bir bavulla geçmişti bu yolları....
Üç gün önce
22 Ocak 2020
Ankara
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUM SENİ SEÇTİ
General Fictionİyi adamlar yanlızlıktan ölüyor,İyi kadınlar ise kötü adamların balkonundan gökyüzüne bakarken...... Dostoyevski Giray karşısındaki kadınların istediği herşeyi kabul etmişti ama onunda bir şartı vardı şimdi bunu söylemeliydi ki ilerde olacakların ö...