62- "Seni kıracağıma kafamı kırarım."

2K 232 65
                                    



-Multimedia, Jaymes Young - Northern Lights


'Edward Scissorhands filminde başarılı oyuncu Johnny Depp, film boyunca yalnızca 169 kelime-'

YouTube'da can sıkıntısından izlediğim video bir anlığına durdu ve ekranda abimin ismi belirdi.

"Efendim abi?" Diye yanıtladım telefonu, başımı yastığıma yaslarken.

"Ceren ne yapıyorsun?"

"Hiç, oturuyorum evde. Ne oldu?"

"Evren nerede?"

"Yiğitler'le çıktı öğlende, daha gelmedi."

"İşin var mı senin?"

Sadece iki saniye gibi kısa bir sürede neden sorguya çekildiğimi anlamaya çalışıyordum.

"Yok, ne oldu ki?" Diye sordum o yüzden. Abim yalnız değildi sanırım, arkadan sesler geliyordu. Çalan bir şarkıya eşlik eden Egemen'in sesi gibi.

"Bu Egemen daha güneş batmadan sarhoş oldu." Diye şikayet etti.

"Eve gelin, kahve falan yapayım. Biraz otururuz, kendine gelir."

"Kahveyle düzelecek gibi değil."

"Ne yapalım?"

"Havuza gideceğiz. Gelmek ister misin?" Diye sorduğunda kaşlarımı çattım. "Geçen gün öyle bir şeyler diyordun."

Geçen gün dediği en az iki hafta önceydi. O zaman hava daha sıcaktı ve abime bu teklifi sunduğumda üşengeçliğini öne sürerek reddetmişti. Şimdi teklif etmesinin sebebi ise başka bir zamanda beni tek başına havuza göndermek istememesiydi.

Özgürlüğümün kısıtlanmasından hoşlanmadığımı biliyordu ama her gün gördüğümüz haberler onu buna mecbur bırakıyordu. Olması gereken, herkesin istediği her saatte istediği her yerde olabilmesiydi ama iğrenç zihniyetli insanlarla bir arada yaşıyorduk, ona tamamen haksızsın diyemiyordum.

Ben abime cevap veremeden arkada Egemen'in sesi duyuldu.

"Bücür gelsene, bize ablalık yaparsın!"

Sarhoş Egemen'le daha önce de tanışmıştım. Asla Evren'in sarhoşluğuyla kıyaslanmazdı. Normalde olduğundan daha neşeli olup biraz daha fazla konuşurdu sadece. Pek sık sarhoş olmazdı aslında; bugünün özelliği neydi merak ediyordum.

"Olur." Diye yanıtladım abimi. "Ne zaman?"

"3. Cadde'deyiz biz, kalkacağız birazdan." Dedi. "En geç yirmi dakikaya falan geliriz eve. İşin varsa oyalanalım."

"Yok, işim yok."

"Tamam, geliriz biz birazdan. Görüşürüz."

"Görüşürüz." Deyip telefonu kapattım ben de. Telefonu bir kenara bırakıp uzun süredir hareketsiz kalmaktan ağrımış olan boynumu ve kollarımı gevşettim. Bu sabah tek dersimiz vardı ve okuldan döndüğümden beri yalnızdım ben de. Biraz ders çalışıp sıkıldıktan sonra YouTube'un derinliklerinde bulmuştum kendimi; ki normal şartlarda pek tercih ettiğim bir vakit geçirme yöntemi değildi. Evren dışarı çıkmıştı, Görkem yarınki sunumuna hazırlanıyordu ve Yankı'nın da bu akşam altıya kadar dersi vardı.

Yataktan kalkıp bir çantaya havuz malzemelerini doldurduktan sonra ev kıyafetlerimden kurtulup bir kot ve sweatshirt giydim. Yatmaktan dağılan saçlarımı da çabucak atkuyruğu yaptıktan sonra odadan çıkıp mutfağa indim.

KülkedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin