54- "Sen de az yere bakan yürek yakan değilsin."

3.3K 305 65
                                    


-Multimedia, The Chainsmokers - Hope ft. Winona Oak


Ceren hazır mısın? Abim geldi!" Diye sesleniyordu Evren. Merdivenden inen ayak seslerini duydum ve biraz sonra da odanın kapısı açıldı. Kapı çalma huyu olmayan Evren'e ters ters bakarak yatağın üstündeki telefonumu aldım.

"Hazırım."

"Hadi o zaman." Derken önden gidip ayakkabılarını giydi. Yere bıraktığı sırt çantasını alıp evden çıktığında ben daha anca ayakkabılarımı giyiyordum. "Hadi Ceren hadi."

"Atlı mı kovalıyor peşinden Evren?" Dedim güçlükle ayakkabılarımı giydikten sonra. Ben dikişlerimi aldırmaya gidiyordum, o da halı sahaya.

"Kaç aydır top görmedim, çok heyecanlıyım." Dediğinde güldüm. Benim yerime çantamı alıp kapıyı kapattıktan sonra koluma girdi ve birlikte bahçe kapısının önünde arabanın içinde bekleyen abime doğru ilerlemeye başladık.

"Bir sakatlık çıkarma lütfen." Dedim. "Bir hastane macerasını daha kaldıramayız uzun bir süre."

"Ben sen değilim, merak etme." Derken bahçe kapısını açtı geçmem için.

"Çok iddialı konuşuyorsun Evren."

"Ceren sen şom ağzını açmadığın sürece bir şey olmaz. Kapat konuyu hadi, korkmaya başladım."

Binmem için arka kapıyı açtığında ben de dikkatlice koltuğa oturdum. "Selam abi."

"N'aber yavrum?" Diye sordu abim ön koltukların arasından başını uzatıp.

"Aynı, bildiğin gibi." Dedim koltuğa iyice gömülürken.

Ön taraftan dolanan Evren de abimin yanına oturunca, "Hoş geldin en sevdiğim abim." Dedi ve sırt çantasını yere, ayağının önüne bıraktı.

"Hoş bulduk da, hayırdır?" Diye sordu abim doğal olarak. Evren ya sarhoşken ya da bir şey isteyeceği zaman abime 'en sevdiğim abim' derdi. "Ne o çanta?"

"Evren halı sahaya gidiyor." Dedim onun yerine. "Beni hastaneye bırakmadan önce onu oraya bırak diye sana en sevdiğim abim diyor."

"Ben abime her zaman öyle derim." Dedi Evren emniyet kemerini takarken. "Çünkü o benim en sevdiğim abim."

"Ve tek abin." Diye düzelttim.

"Nereden çıktı halı saha? Söylememiştin hiç." Diye sordu arabayı çalıştıran abim. "Ceren ne yapacak evde tek başına?"

"Ben eve dönmeyeceğim abi." Dediğimde dikiz aynasından bana baktı. "Akşam annemle gelirim."

"Ne yapacaksın o kadar saat hastanede?" Diye çok mantıklı bir soru sordu. Ben de bilmiyordum aslında ne yapacağımı ama Evren'in daha fazla benimle eve tıkılmasına gönlüm razı gelmemişti artık. Bunu ona söylediğimde bana da 'en sevdiğim ikizim' diye sarılmıştı.

"Oyalanırım ben." Diye omuz silktim. "Annem çok yoğun değilmiş bugün."

"İyi bakalım, siz bilirsiniz." Dedikten sonra daha önceden kıstığı radyonun sesini açtı. Evren kapı tarafından bana dönüp iki elinin başparmaklarını havaya kaldırarak göz kırpmıştı.

Elimdeki telefon titrediğinde ekranı kendime çevirip baktım hemen. Gelen mesaj Yankı'dandı; öğle yemeğine çıkmış olmalıydı.

"Ne durumdasın, dušica? Dikişlerin?"

Yeni öğrendiği birkaç Sırpça kelimeyi aralara serpiştirmesi beni güldürünce bol bol yapıyordu bunu.

"İyiyim, dušica." Yazdım ben de o yüzden. Ardından ekledim. "Şu an hastaneye gidiyorum, kurtulmama çok az kaldı."

KülkedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin