-Multimedia, twenty one pilots - House of Gold
"Ağaç kesiyordunuz herhâlde." Diyen Görkem hamakta yanıma zıplayınca düşmemek için iplere tutundum.
Ayaklarımı yere sürterek hamağı eski konumuna getirdikten sonra, "Ne ağacı?" diye sordum yanımdaki Görkem'e. Omzuyla dürttü beni gülerek.
"Sabah." Diye daha fazla ayrıntı vermeye başladı. "Çalı çırpı toplamaya gidip ağaç falan kestiniz herhâlde diyorum."
"Nereden çıktı?" diye sorduğumda bana aynı ifadeyle bakmaya devam edince ekledim. "Tamam, biraz da gölün kenarında oturduk. Ağzımdan başka laf alamayacaksın Görkem."
"Asla öyle bir niyetim yok zaten." Derken ayaklarıyla hamağa çok hafif bir hız kazandırdı. Ateşin başında mangalla uğraşan abimle Egemen'i gösterdi başıyla. "Tam Kerem Abi, 'Nerede kaldı bunlar' diye mırıldanmaya başladığında geldiniz de, bir uyarayım dedim Kızılım."
'Geç kalmayın.'
"Abim etraftayken dikkat ediyorum."
"Abin etrafta değilken bile her an bir etrafta olabilir."
Bu dediğinde haksız da sayılmazdı.
"Özellikle Evren'in her delikten çıkmak gibi bir huyu var." Diye ekledim. İkisinin de sınırlarını zorlamamak, hepimiz için en hayırlısı olurdu.
"Ceren!" diyerek, her zamanki gibi ondan bahsettiğimizi anlayınca bir delikten çıktı Evren. "Ben çok acıktım."
"Beni bir kere şaşırt." Dediğimde arkadan gelip diğer yanıma da o oturdu. Hamağın üçümüzü birden taşıyabilmesi bana bir anda düşük bir ihtimal gibi gelmeye başlamıştı.
"İnsani bir ihtiyacımın seni şaşırtmaması gayet normal değil mi?"
"Açlığın için yapabileceğim bir şey yok şu an Evren." Dediğimde yüzünü ellerinin arasına aldı ve kendince bir 'Çığlık' tablosu oluşturdu.
"Ben abime acıktığımı söyledim, biraz daha hızlı olsun diye." Diye anlatmaya başladı. "Ama abim ben mi yanayım mangalın altında dedi. Herkes bekliyor, sen de bekle dedi."
"Doğru söylemiş Evren. Abim mi yansın mangalın altında? Bekliyoruz işte."
"Sen gidip acıktığını söylersen yemek daha hızlı olur." Diye bir öneride bulundu.
"Abim mi yansın mangalın altında?" dedim tekrar.
"Sen istersen yanar." Dediğinde gözlerimi devirdim.
"Sen açlıktan saçmalamaya başladın yine."
"Sen acıkmadın mı?" diye sordu bir ümitle.
"Hayır." Dedim. Acıkmanın yanı sıra, midem bile bulanıyordu arada.
Benden olumlu yanıt alamayan Evren, sorusunu Görkem'e yöneltti. "Sen?"
"Tahammül sınırlarımın içerisindeyim."
"Ne biçim çocuklarsınız siz ya?" diye kulağımın dibinde isyan etmeye başlayınca gözlerimi devirdim.
"Gidip bir işin ucundan tutarsan vakit daha çabuk geçer Evren, git birilerine yardım et." Dedim daha fazla sızlanmasın diye.
"Açlıktan mecalim kalmadı." Diye abartmaya başladı.
"Tamam, ben gidip bir işin ucundan tutayım." Derken ikisine de tutunarak ayağa kalktım. "Çok sızlanma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Külkedisi
Humor"Hey, Külkedisi!" diye seslendi ayakkabımın tekini veren çocuk. "İsmini öğrenemeyecek miyim?" "Üzgünüm, Beyaz Atlı Prens. Öğrenemeyeceksin." Sinestezik bir çocukluk aşkı okurken biraz da eğlenmek isteyenleri buraya alalım! 💛