63- "Keşke kendini bir de benim gözümden görebilsen."

1.9K 251 113
                                    


-Multimedia, Equinox - Bones


"Yankı?"

"Efendim Külkedisi?" derken başını önündeki notlardan kaldırıp bana baktı. "Bir şey mi istiyorsun? Alayım hemen-"

"Hayır, dur." Dedim elimi elinin üstüne koyup. Dersim bittikten sonra Yankı'yla kampüsün içindeki Köşe'de buluşmuştuk. Ders aralarında öğrencilerin gelip yemek yediği, çoğu zaman da ders çalıştığı kafeydi Köşe. Yankı benden biraz önce çıktığı fizik dersinin ödevini halletmeye çalışırken bana da kahvaltı yapmadığım için zorla yemek yediriyordu. Ödev sorularını yaklaşık yarım saat sonra teslim etmesi gerektiği için onu pek oyalamak istememiştim ama bitirmiş gibi görünüyordu.

"Ne oldu?" diye sordu.

"Bitti mi?" dedim önündeki kâğıtları göstererek. "Ona göre dikkatini dağıtacağım."

Başıyla onaylarken, "Sonunda." Dedi. Kâğıtları düzgün bir hâle getirip dosyasına yerleştirdi. "Artık tamamen seninim. Dikkatimi dağıtabilirsin."

"Bu kız.." dedim başımla hafifçe çaprazdaki masayı işaret ederken. "Seni mi takip ediyor?"

"Hangi kız?" derken dönüp arkasına baktı. Daha fazla dikkat çekemezdik herhalde. Masanın üstünden elini tutup bana bakmasını sağladım tekrar.

"Dilara." Dedim diğer elimle tam o anda çenemi kaşırken. Zaten bizi izliyordu; bir de adını söylediğimi anlamasını istemiyordum.

"Burada mı? Fark etmemiştim."

"Ben ettim." Dedim sadece Yankı'ya bakmaya özen göstererek.

"Görmezden gel Külkedisi." Diye elimi sıktı.

"Dün gece bana ne yaptığını bilmiyorsun ama."

"Kimin diye sorarken kaşları çatılmıştı. "Dilara'nın mı?"

"Kâbus oldu." Derken tekrar o görüntüler canlandı gözümde. "Havuzdaki soyunma odasında beni kabinlerden birine kilitliyordu. Işıkları da kapatıp gitti, çıkamadım oradan."

"Külkedisi.." dedi Yankı şefkatle. "Kötü bir rüya. Başka bir şey değil. Sadece nightmare."

"Öyle bir imkanı olsa aynısını yapar, eminim."

"Gece uyandın mı?" diye sorduğunda başımla onayladım. "Geri uyuyabildin mi?"

"Zor oldu ama evet. Evren'le uyuduk."

"Sesin hiç hoşuma gitmiyor." Dedi endişeyle. "Hasta mı oldun gece?"

"Biraz." Dedim. Midemin ağrısından bahsediyordu.

"Ne kadar biraz? İlaç içecek kadar mı?"

"Evet." Diye mırıldandım.

"Niye söylemedin?"

"Söylüyorum işte, fırsat olmadı ki." Dedim. Sabahtan beri anca görüşebiliyorduk.

"Gece neden aramadın?"

"Ne yapacaktın Yankı?" dedim diğer elimi de elinin üstüne koyarken. "Saat çok geçti."

"Yanında olamamaktan nefret ediyorum." Derken kaşları çatılmıştı.

"Yankı ya," dedim uzanıp yanağını sıkarken. "Çatma kaşlarını. Öyle tahmin ettiğin kadar ağrımadı zaten. Hem sen kendini düşünür müsün önce?"

"Neyim var benim?"

"Neyin mi var?" diye yüzünü işaret ettim. "Sen iyileştiğini falan sanıyorsun herhâlde."

KülkedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin