11- "Üvey olsan bile ikizsin işte."

8K 633 305
                                    


-Multimedia, OneRepublic - Rich Love

"Ulan Buğra!" dedi Evren kütüphanedeki çalışma odasına dalıp. "Bir tane yarısı boş öğle aram var, onu da burada harcıyorum senin yüzünden. Çabuk sor ne soruyorsan, antrenmana yetişmem lâzım."

"Tamam abi gel, ilk seninle röportaj yapalım." Dedi Görkem'in onuncu sınıflardaki 'sağ kolu/veliahdı' Buğra. Görkem'in okul başkanı olduktan sonra hayata geçirdiği aylık okul dergisi projesinin sorumluluğu Buğra'daydı ve bugün röportaj için seçilen şanslı kişiler bizdik.

İlk röportaj tabii ki de okul başkanımız Görkem'le yapılmıştı, ki kendisi şu an idarecilerle birlikte bir toplantıdaydı. Futbol takımına kaptan olan Evren ve basketbol takımına kaptan olmak üzere olan Yankı'yla da röportaj yapılacaktı derginin spor bölümü için.

Peki ben bu grubun vasıfsız elemanı olarak neden mi buradaydım?

Çünkü Buğra üçünü çağırmak için sınıfa geldiğinde yanlarında beni de görmüş, tek kalmama acıyıp, "Abla sen de gel bari." Diyerek beni de çağırmıştı.

"Beş dakika sonra spor salonunda olmam lâzım." Dedi Evren bir sandalye çekip. "Evet, soruları alalım?"

"Tamam," diye elindeki kâğıtları kurcalamaya başladı Buğra. "Futbol takım kaptanısın, ne zamandır futbol oynuyorsun?"

"Annemin karnından top oynayarak çıktığıma dair bazı rivayetler var." Dedi Evren ciddiyetini bozmadan.

Buğra şüpheyle baksa da devam etti. "Neden futbol?"

"Güzel kardeşim ben sana soruyor muyum neden röportaj yapıyorsun diye? Bu da bizim mesleğimiz."

"Gelene kadar en az yirmi kere sordun." Diye araya girdim. "Cevap ver çocuğa."

"Al, editörümüz de konuştu." Diye bana sataşmaya başlayacaktı ama Buğra araya girdi bu kez.

"Abi antrenmana geç kalacaksın, cevap ver hadi." Dedi ve soruyu tekrarladı. "Neden futbol?"

"Abim alıştırdı." Diye yanıtladı. "Bizim ailede geleneksel. Ceren de oynar."

Buğra ve Yankı şaşkınlıkla bana dönünce tekrar araya girmek zorunda kaldım. "Oynamıyorum, takipçisiyim sadece."

"Tamam, düzeltirim ben o kısmı." Dedi Buğra elindeki kalemle bir şeyleri karalarken. "Hangi mevkide oynuyorsun?"

"Santrafor." Dedi Evren gururla.

"Takım kaptanı olmak nasıl bir his?"

"Güzel." Diye tek kelimelik cevap verdiğinde gözlerimi devirdim.

"Kaptan olmaya nasıl karar verdin?"

"Oğlum ben bu takıma yıllarımı verdim. Kaptan olmadan mezun olsaydım bir gözüm açık giderdim."

"Bu sorumluluğu alabilecek misin?"

"Sen güvenmiyor musun lan abine?" dedi Evren hafifçe Buğra'nın kafasına vurup.

"Vurma çocuğa." Derken masanın altından tekme attım ayağına.

"Abi benlik bir şey değil, sorular böyle." Dedi Buğra kâğıtları gösterip.

"İyi öyle olsun." Dedi Evren. "Sorumluluk alıyorum çünkü kaptan pazı bandı bana çok yakışıyor. Kaptan olmasaydım onu koluma takamazdım."

"Gökhan Hoca da pazı bandı için kaptan olmak istediğini okuyacak." Dedi Yankı gülerek. "Haberin olsun."

"Buğra kardeşim oralara bir ayar çeker, benim fazla vaktim yok şimdi." Dedi Evren saatine bakıp.

KülkedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin