38- "Ölümden sonra hayat olup olmadığını öğrenmek ister misin?"

5.7K 416 257
                                    


-Multimedia, Cosmo Sheldrake - The Moss  

Geçen bölümde karakterlere sorduğunuz soruların cevaplarını bölüm sonunda bulabilirsiniz, iyi okumalar :)


"Ne istiyor?" Diyen Evren'in sesiyle başımı telefondan kaldırdım.

"Konuşalım diyor." Dedim mesajda da yazdığı gibi.

"Allah'ım yaratıyorsun iyi hoş da, keşke biraz da anlama kapasitesi verseydin şuna." Diye söylenmeye başladı. "Ne diyecekmiş? Hâlâ laf anlamıyor mu?"

"O konuyla alakası yok, önemli diyor." Diye mesajı okumaya devam ettim.

"Başka ne derdi olabilir?"

"Bilmiyorum Evren, bu kadar yazıyor işte."

"Konuşmak istiyor musun?"

Bir an tereddütte kaldım. Ayrılık konusuyla alakası olmadığını söylediği için asıl konuyu merak ediyordum aslında.

"Merak edersin sen şimdi." Diye içimi okudu. "Sen konuşmak istemiyorsan ben konuşayım."

"Yok, sorun değil." Dedim başımı sallayıp. "Hallederim ben."

"İyi, biz aşağıdayız o zaman." Dedi papağanı gösterip. İkisini bir arada görmeye alışsam iyi olacaktı.

"Tamam, geliyorum hemen." Dediğimde odadan çıktı, ben de yatağıma oturup Kaan'ın mesajına cevap verdim.

"Efendim?"

Konu 'önemli' olduğu için telefon elinde bekliyordu büyük ihtimalle, hemen yanıt verdi çünkü.

"Müsait misin? Arayabilir miyim?"

Mesajı okuduktan sonra ekrana baktım bir süre. Bu kadar önemli ne olmuş olabilirdi?

"Evet." Yazdım bu sefer de sadece.

Hemen ardından telefon çaldığında yanıtladım fazla beklemeden.

"Efendim?" Dedim sesimi mümkün olduğunca soğuk ve ifadesiz tutarak.

"İyi misin Ceren?" Diye konuya girdi direkt. Kaşlarım çatıldı hafifçe. İyi olup olmadığımı sorgulayacak son insan olabilirdi Kaan.

"Evet." Dedim yine. "Neden?"

"Okulda herkes konuşuyor." Dediğinde kaşlarım daha da çok çatıldı.

"Neyi konuşuyor?"

"Yankı bıçaklanmış, sen de yaralanmışsın."

Ben de mi yaralanmışım?

Evet, okulda dedikoduların çok çabuk yayıldığı su götürmez bir gerçekti ve dün hiçbirimizin okula gitmeyişi dedikodulara bir dayanak teşkil etse sonuç olarak ortalıkta yanlış bir dedikodu dönüyordu.

"Ben yaralanmadım." Diye düzelttim.

"Yankı?" Diye sordu bu kez.

"İyi şu an. Taburcu edildi."

Bir süre sessizlik olduktan sonra, "Anladım." Dedi. "Yanında mı?"

"Hayır." Dedim. Çok fazla soru soruyordu.

"Tamam o zaman." Dedi yine kısa süreli bir sessizlikten sonra. "Gördüğünde geçmiş olsun dediğimi iletilersen sevinirim."

"Olur, söylerim." Dedim sesimi hâlâ telefonu ilk açtığımdaki düzlükte tutarken.

KülkedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin